Ben Blake, Blake Nora. İnsanların midesi bulandığı için çiğnediği naneli sakız, benim daha çok midemi bulandırdı. İnsanlar dışarı çıkmayı severken, ben evimi daha çok severdim. İnsanlar saçlarını severlerdi ben nefret ederdim, çünkü annem hiç saçlarıma dokunmamıştı. İnsanlar yemek yapmayı sevmezlerdi, uğraş olarak görürlerdi, ben ise dokuz yaşımda kendi yemeğimi yapmaya başlamıştım ve bunu seviyordum.
İnsan bir yerde kendine bakmaya başlıyor, bunun geç olması gerekirken benim gibiler erken başlıyor çünkü aileleri yok. Benimde yoktu ama o gece oldu. O dört kişi benim ailem olmuştu...
Bu hikayede yer alan olay,örgü, ve kişiler tamamen hayal ürünüdür.
"Alçin..." İsmimi nerden biliyordu bu kız? "İkizim, sen mi geldin? Göremiyorum, görmem gerekmez mi? Beni yanına almaya geldiğinde bile bana gözükmeyecek misin?" Bu kız neyden bahsediyor? "Annemde yanında mı? Bazen göremiyorum, sizin öldüğünüz günden beri oluyor. Beni bu adamlardan korumak için beni almaya mı geldin?" Bir kaç saniye gözlerim onda oyalandı. Ala'nın sesi bizi kendimize getirdi. "Alin hanım, biz Türk askeriyiz. Bir yaranız var mı? Gözlerinize mi zarar verdiler?" Ala'nın sorularını eş geçti kız. "Alçin burada değil mi? Ölmedim mi? Nasıl olabilir ki, kokusunu aldığıma eminim!"
...