Geçmişin karanlıklarını, başarılarıyla, zekalarıyla ve yetenekleriyle aydınlatan, insanlık tarihinin çok farklı zamanlarında hüküm sürmüş krallar, 22. Yüzyılın ilk çeyreğinde gerçekleşecek olan 4. dünya savaşında aynı mekânda, aynı zamanda bir araya geleceklerdi. Bu bir araya gelişte büyük çarpışmalar olacak, büyük çarpışmaların sonucunda bir tarafta sevinç çığlıkları atılırken bir tarafta hüznün ve çaresizliğin göz yaşları dökülecekti. Bu savaş herkesin söylediği gibi gücün ve kudretin savaşı değil, zekanın ve tecrübenin savaşı olacaktı. Öyle ki, bu savaştaki herkes kullandığı kılıçlarıyla, kalkanlarıyla, yaylarıyla ve daha nice teçhizatlarıyla eşit konumdaydılar. Ve bu eşitliği bozacak olan tek şeyde, geçmişin derinliklerinden gelen tecrübeli krallar olacaktı. Kısacası birbirlerine üstünlük sağlayacaklarda, mağlup olacaklarda, bu savaşın kralları olacaktı. Bundan dolayı halk arasında ve bürokraside bu savaşa, 4. Dünya savaşı yerine kralların savaşı denilmeye başlanmıştı.
#2 24 Kasım 2017 Kızılkara beyliğinin biricik kızı Evra Kızılkara, küçük yaşta savaşta babasını öldüren gözü kara Şahranbolu Beyinden intikamını almaya kararlıydı. Tüm hazırlıklarını yapmıştı. Gizlice ağabeyi Celal Kızılkara'nın savaşçıların arasına sızmıştı. Savaşçıların yanında savaşacak ve Şahranbolu beyinin tam karşısında yer alacaktı!
Şahranbolu Beyi önünde kanlar içinde yığılan genç kıza büyük bir şaşkınlıkla bir süre baktı ve sonra aniden atından inerek yanına yaklaştı. Genç kızın savaşçı kıyafetinin kolunu sıyırdı ve yarasına baktı ama yarasına bakarken bileğindeki dövmeyi fark ettiğinde kanı dondu.
Kızılkara arması...
"Kadir, Kadir... - yanına koşan savaşçıya başını çevirdi- kimseye fark ettirmeden bu kızı kaleye götür. Duydun mu, kimse bilmeyecek, duymayacak!"
Kaderin onu Şahranbolu Beyinin lanetli kalesine hapsedeceğini nerden bilebilirdi?
"Bu lanetli kaleden kaçacağım Şahranbolu Beyi! Ve senin ruhun bile duymayacak!"
Ancak genç kız düşmanının elinden kaçmak isterken aşkı İlhan Şahranbolu'nun güçlü kollarında bulacağını hiç tahmin etmiyordu.
TARİHİN SAYFALARINDAN SESLENEN İMKANSIZ AŞK
Bir Dönem Romanı
Sibel Çilek
NOT: Hiçbir Tarihi Türk karakterden esinlenilmemiştir ve tüm karakterler hayal ürünü olup anlatılan hikayede tamamen KURGUDUR.