Gençliğinin doruklarında deli dolu bir kızdım ben.Ta ki o dehşet verici sahneye tanık olana kadar.Gözüne ışık tutulmuş bir tavşanın şaşkınlığı,boğazına bıçak dayanmış yaşlı bir adamın çaresizliğiydi benim yaşadığım.Hep gibilerle doluydu hayatım,hep hayallerle.Tam düzelecekken bir darbe daha yedim kalbime.Bunun üzerine her sabah yürümeye başladım,yollar üzüntümü alıp götürüyordu,nereye gittiğimin bir önemi yoktu.Soluklanmak için oturduğum bank yaşama tekrar bağlıyordu beni ve tek bir cümle bütün hayatımı değiştirebilirdi, bu aşk ikimizide yakabilirdi-
Gerçekle hayal arasında kaldığında kendini yoklamayı unutma!
Sevmediğiniz yüzünü dahi görmediğiniz bir adamla evlenmek nedir bilir misiniz?
"Abi yapma kurbanın oluyum!"
Ağlayan gözlere abime baktım, baba yarıma en değerlime.
"Ben diyeceğimi dedim, iste yada isteme Azad'la evleneceksin Evin."
...
Mutfağa girip elerimi tezgaha yasladım. Arkamda hissettiğim kara gölge ile kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Uzun boylu, kumral özenle şekillenmiş saçları, yeşil ormanı andıran gözleri ile karşımda duran adama baktım.
"Ne işin var senin burda?"
Elerini cebine koyup rahat bir ifadeyle parmak uçlarında yükseldi.
"Müstakbel karnımı görmek istemiş olamamı?"
Sinirle burnumdan soludum.
"Ben senin o tanıdığın kızlara benzemem bir tane çarparım ağzının üstüne!"
Yeşil hanelerini kısarak baktı yüzüme.
"Bu sözlerini sana yerdireceğim zamanı iple çekiyorum Ceylan gözlü."
Sonda kullandığı hitapla dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kayınca vücudum gerilmişti...
(İmdadım kitabımı okuduktan sonra bu kitabıma okumanızı tavsiye ediyorum kafanızın karışmaması için.)
Evin ve Azad
(kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)