"Bu yorgun ruhumu bir de sen yorma," dediğinde sesi fısıltı gibi çıkmıştı. "Lütfen... Git Leyla!" Yalvaran gözleri acıttı Leyla'nın kalbini. İzin vermeyecekti. Hayır! Gözlerinin dolmasına izin vermeyecekti. Güçlü olacaktı onun karşısında. Bu yüzden başını dik tuttu. Kızgın kahveliklerini ona dikerken kararlı gözüküyordu. "Son sözün mü?" derken bile 'hayır' desin istiyordu Leyla. Hayır desin ve kendisine sıkıca sarılsın. İzin vermesin gitmesine. İzin vermesin kalbinin kırılmasına. İzin vermesin düşmesine. Ama demedi. Hayır demedi. "Git Leyla," dediğinde o, Leyla başını salladı. Kaybetmişti. Bu oyunda kaybetmişti. Kalbinin bu denli acımasına bakmayarak kabullendi. "Tamam," diyen sesi fısıltıdan farksızdı. Daha fazla dayanamayacağını anladığında arkasını döndü. Bitmişti. Başlamadan bitmişti.