HİKAYENİN HER KELİMESİ BANA AİTTİR! (Ç)ALINTI DURUMUNDA YASAL İŞLEMLERE BAŞ VURULUCAKTIR!
Aynalar...
Gerçekten de gerçekleri mi yansıtıyor? Yoksa sadece görmek istediklerimizi mi? Eğer aynalar yalnızca görmek istediklerimizi yansıtıyorsa, sizce biz insanlar da dünyaya karşı bir ayna tutmuyor muyuz?
Sadece görmek istediklerimizi görüp, duymak istediklerimizi duyuyor ve geriye kalan her şeyi görmezden geliyoruz. Ne kadar acımasızca bir tavır... Ama ya görmek istemediklerimiz, aslında görmek istediklerimizden daha değerliyse? Ya onları fark etmediğimiz için kaybediyorsak?
Sonuçta hiç birimiz peri masallarındaki prens ve prensesler değiliz. Kaldı ki, bence o masallarda gerçekten dikkat çekici olan tek şey kötü karakterlerdi. Çünkü onlar, 'saf ve masum' prensesler gibi kurtarılmak için bir "iyi" prensi beklemiyorlar.
Bunun yerine, istedikleri şey için hikâyenin başından sonuna kadar tek başlarına mücadele ediyorlar. Tüm engellere rağmen pes etmeden savaşıyorlar. Ancak ne yazık ki herkes kendi hayatlarında yenilgiyi tattığı için, çoğu insan hikâyelerde kötülerin kazanmasını istemiyor.
Peki, şimdi soruyorum size: Gerçek kötü kim? Bence gerçek kötü, kendi hayatında kazanmayı bilmeyen insanlardır.
Yarı Texting
*
Arkadaşının kardeşine hisleri olmasını ihanet olarak algılayan ve kendini sevdiği kızdan uzak tutmaya çalışan Tuğrul, ne kadar çabalarsa çabalasın dönüp dolaşıp Lale'nin yörüngesinden uzaklaşamaz.
***
18.07.2025