Omzumu kaplayan gül desenin üstünde parmaklarını gezdirdi. Yara izini bulduğunda gözlerimin içine baktı. "Kurşun yarası" dedim. "Babamın önünde duruyordum. Önce beni vurdular." Derin bir nefes aldı. Aynı izlerden onda da vardı ama benimkiler canını yakmış gibiydi. Yumuşak dokunuşları bel boşluğuma kaydı. Omzumda ki gül deseninin farklı bir varyasyonu derime işlenmişti. "Bıçaklandım." Derin bir nefes daha. Aldığı hava ciğerlerine ulaşamadan yaşanmışlıklarım tarafından alıkonuluyordu. "Okuldan çıkıyordum, bir anda oldu kendimi müdafaa edecek zamanı bulamadım." "Her yaraya bir dövme. Kaç tane var?" Dedi. Koyulaşmış göz bebeklerinde gezinen şey saf öfkeydi. "Altı. Bir süre sonra sıkıldım ve yaptırmayı bıraktım." "Ya sırtındakiler?" Yattığım yerden hafifçe doğrulup ona arkamı döndüm. Beni yaralayan adama yaralarımı gösteriyordum. Tüy kadar hafif dokunuşlarla derin izlerin üstünde dolaştı. Kalçamın başladığı noktadan sırtımın ortasına kadar 2 tane uzun kesik vardı. "Yetimhane de oldu onlar." Omzumdan bastırıp yatağa tekrar uzanmamı sağladı. "Yetimhane de mi kaldın?"dedi şaşkınca. "2 yıl Sulukule de. Zengin bir adamın manevi kızıydım ve bir şekilde oraya düşmüştüm, pek iyi karşılamadılar beni." Orayı biliyordu,Fatih de doğup büyümüş biri olarak orayı çok iyi biliyordu. Yüzü allak bulak olmuştu. Babasının biricik kızıydım oysa ki ben. Şımartılmış hayattan hiç sille yememiştim değil mi? "Seni kaçırmışlardı öyle hatırlıyorum. Baban ilk defa o zaman babama yalvarmıştı." Dedi. Bozguna uğrayışını görebiliyordum. O dövmeleri öylesine yaptırdığımı zannediyordu. "Evet 9 yaşındaydım." Sağ bileğimin üstünde ki kirazantem e dokundum. "Kaçmaya çalışırken teller kesmişti. Kan kaybından ölüyordum. ilk yaram bu yaptırdığım ilk dövmede." Dudaklarını bileğime bastırdı. "Sonuncusu da bu." DediAll Rights Reserved