İKİ YABANCI
  • Reads 241,048
  • Votes 10,741
  • Parts 26
  • Reads 241,048
  • Votes 10,741
  • Parts 26
Complete, First published Jan 21, 2015
Soğuktan donmuş ellerini cebinden çıkardı. Sadece bir kez kapıya vurması ile kapının açılması bir olmuştu. Hazırlıksızca karşısında duran adama baktı. Uzun saçları, kafasına taktığı berenin altına gizlenmişti. Sakalları her zamankinden daha da karışık ve uzun gözüküyordu. Kenarları kırışmış, çizgiler ile dolu gözleri dolu doluydu. Yaşlı yüzünde hüznün fırça darbeleri vardı. Sessizce, ağ tutmaktan halat bağlayıp çekmekten nasır tutmuş ellerini kapıdan çekerek geriye doğru adımladı ve içeriye girmesine izin verdi. Bu daveti bekletmeyip kar tutmuş botlarını önemsemeden, üşüyen ve gerilen bedenini sıcacık hava ile buluşturdu. 

İçeride yalnızca bir kanepe, üzerinde çaydanlık bulunan ve çıtırtılı sesleri ile insana huzur veren eski bir soba vardı. Başka bir zaman olsaydı, sobanın o sıcak ve dosthane kucağına kıvırılır keyfini çıkarırdı. Ancak bu şimdi imkansızdı. Kanepenin hemen çaprazında duran masanın üzerinde camdan yapılmış bir sürahi ve bardak duruyordu. Sonra onu gördü, battaniyesinin içinde tıpkı bir melek gibi uyuyordu. Dudakları pespembe bir düğmeyi andırıyordu. Küçücük diye düşündü, ne kadar da masum. Teni bembeyaz, kirpikleri uzundu. Kaşları neredeyse yok gibiydi. Gülümsedi bir an onun güzelliğine. 

"Herhangi bir değişiklik yok değil mi kararında?" Yaşlı adamın sesi ile ona doğru döndü. Yüzünde gördüğü endişeyi anlayışla karşıladı. Çünkü onunda içinde endişe fırtınası kopuyordu. 

"Hayır, Ali Osman Bey. Ben size bir söz verdim, bir anlaşma yaptık. Şimdi geri dönemem." 

Ali Osman, rahatladığını belli edercesine bir nefes verdi dudaklarından. "Senin bana ihtiyacın var, benim ona. Onunsa sana. Bunu sakın unutma."

©Tüm hakları saklıdır.| ©All Rights Reserved.
-Yalnızca bu sitede yayınlanmaktadır. Başka hiçbir yerde iznim dahilinde yayınlanmamaktadır. Eğer kopyasına rastla
All Rights Reserved
Sign up to add İKİ YABANCI to your library and receive updates
or
#32hikaye
Content Guidelines
You may also like
Yeni Bir Hayat by ozlemalper
67 parts Complete
Ardındaki demir kapının çıkardığı tok sesle yerinden sıçradı.Şaşkınlıkla etrafına baktı ve her şeyin ne kadar farklı olduğunu düşündü.Derin bir nefes alarak ne yapacağına karar vermeye çalıştı. Aslında günlerdir bunu düşünüyor ama bir yanıt bulamıyordu. Kafasını kaldırıp uçsuz bucaksız görünen gökyüzüne baktı. Hatırladığından daha mavi görünüyordu. Hayatta sahip olduğu her şeyin içinde olduğu küçücük bavulunu sıkıca tutarak yürümeye başladı. Ayakları nereye gideceğini biliyor gibi kendiliğinden ilerliyordu.Zaman kavramı O'nun için oldukça uzun bir süre önce önemini yitirmişti.Bu yüzden ne kadar yürüdüğünü fark etmedi. Çok özlediği o kokuyu hissedince aniden durdu ve derin nefes alarak içine çekti.Yıllardır birkaç metre karelik bir alanda volta atmaya alışmış bacakları bu uzun yürüyüşe isyan ediyordu ama genç kız bunu anlayacak halde değildi.Eskisinden hızlı adımlarla ilerledi ve masmavi denizi görene kadar durmadı. "İşte" dedi denizi görünce "İşte özgürlük bu" Kalabalık trafiğe dikkat ederek karşıya geçti ve boş bulduğu ilk banka bıraktı vücudunu. Yanaklarından akan yaşların farkında bile değildi. Elinden kayıp giden yılları için ağladı uzun bir süre. Kendine gelip ağlamasını durdurduğunda ne kadar zor bir durumda olduğunu düşündü.Ne ne yapacağını biliyordu ne de nereye gideceğini. İstanbul'a ilk geldiğinde ki hali aklına gelince acı ile kıvrıldı dudakları.Öğrencilik yıllarını geçirmek için ne kadar doğru bir tercih yaptığını düşünmüş aşık olmuştu bu şehre. Oysa bu şehir O'nun için "Sekiz Yıl On ay Altı gün" lük bir hapishane olmaktan öteye gidememişti.
You may also like
Slide 1 of 10
NAZENDE  cover
TAM İSABET cover
TUTULMA (TAMAMLANDI) cover
BOZBEY cover
Cat / Hyunlix Texting ✔ cover
CAN SIKINTISI /texting cover
müzisyen|texting cover
İLK AŞK 1-2 ❤ TAMAMLANDI!!! cover
Rüyalarda Buluşalım cover
Yeni Bir Hayat cover

NAZENDE

12 parts Ongoing

Çenesinden tutup başını kendisine doğru çevirdi. Gözlerinin içine bakarak devam etti. "Bana hâlâ küsmüsün nazende ?" Sinirli bakışları devam etti genç kadının. Karakterinin tam zıttı bu yakıştırmayı hiç sevmiyordu. Ama o kara gözlü esmer inadına ona öyle hitap ediyordu. Bu nasıl olabilirdi. Onca yıl. Geçen bunca zaman ve onu bana getiren bu bahar sabahı. On yedi mi? Belki de yirmi yıl olmuştur. Lisedeyken görmüştüm onu. O yıl mezun olacaktım. O ise yeni başlamıştı daha okula. Ankaradan İstanbula sürgün etmişti babam. Lisenin son yılını aile dostumuz olan Albay Tekin amcanın yanında geçirmiştim. O naif ve ince bedeni daha ilk haftalardan çekmişti dikkatimi. Kahverengi gözleri, pembeye çalan dolgun dudakları ve sus çizgisindeki beni. Melekler ne de güzel dokunmuşlardı ona. Sinirli bakışları sanki dünmüş gibi geldi aklıma. Okulun bahçesinde basket oynarken bir grup kız köşedeki banklara kurulmuş kıkırdaşıyordu. Nasıl olduğunu anlamadım ama top elimden fırlayıp hızla, köşede oturan açık kahve saçlı kıza sert bir şekilde çarptı. Sinirle ayağı kalkıp topu bana hırsla fırlatırken, bu günkü bakışları vardı yine suratında. O naif dudaklarından döküldü kelimeler tükürür gibi. "Öküz!" Sinirle okulun girişine doğru yöneldi. Tıpkı şimdi aynı sinirle kafeden çıktığı gibi...