Kızıllığa bürünmüştü de o gece gökyüzü. Bedenimden akan kanların izlerini taşıyordu sanki. Suçlu bir insan misali, halimi görmeyi istemiyormuşçasına dağların arkasına doğru batan güneş ile beraber, gözlerim de kapanıyordu yavaş yavaş. Yorgun düşmüş bedenim; bir ağacın altında, kana bulanmış papatyaların arasında, küçük dostlarına yem olmak için bekliyordu.
Papatyaları hiç böyle hayal etmemiştim, aşık olduğum bembeyaz yaprakları kırmızıya çevirmek istemezdim.
Ölüyordum, göçüp gidiyordum çivisi çıkmış bu lanet gezegenden.
Son kez göz yaşım damladı yanaklarıma, kulaklarıma doğru. Ağlayarak geldiğim bu zindandan yine ağlayarak gidiyordum.
Bir papatya kırgınlığı vardı içimde.
Ve ona kavuşamayan bir kelebeğin hüznü.
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.