İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ ?[Tamamlandı]
  • Reads 31,711
  • Votes 1,279
  • Parts 199
  • Reads 31,711
  • Votes 1,279
  • Parts 199
Complete, First published Jan 22, 2015
Akıl, Göz Gibi, Din Bilgileri de Işık Gibidir. Göz, Işık Olmadıkça, Karanlıkta Görmez. Göz, Karanlıkta Görmediği Şeylere, Yok Diyemez. Akıl da, Mânevîyatı, Fizik Ötesini Anlayamaz. Aklımızdan Faydalanmamız İçin Allahû Teâlâ, Din Işığını Gönderdi. Göz, Işık Olmadan Karanlıkta Cisimleri Göremediği Gibi, Din Bilgileri Olmadan da Akıl, Mânevî Şeyleri Anlayamaz. O Hâlde Akıl, Din Işığı ile Ancak Mânevî Şeyleri Anlayabilir.
Ölen Kimse Acı Duyar.

İnsan, Rûhu Sayesinde Ayakta Durur. Aklı, Düşüncesi, Rûhu Sayesinde Vardır. İnsanın Vücûdu, Bir Marangozun Âletleri Gibidir. İnsan Ölünce, Âletleri Olmadığından, Rûh Bu Âletlerle Bir İş Yapamaz. Ancak Yine de Rûh Ölü Olmadığı İçin Gider-Gelir, İnsanları Tanır. Hattâ Evliyânın Rûhları İnsanlara Yardım Eder. Bu Yardım Etmesi Dünyâdaki Bedenindeki Âletlerle Değildir. Allahû Teâlâ, Rûhlara Âletsiz de İş Yapma Özelliğini Vermiştir. Vefât Eden Hızır Aleyhisselâm'ın Rûhu Çok Kimseye Çeşitli Yardım Yapmaktadır.

Bir Kimseye, Başkasının Bütün Organları Takılsa, O İnsanın Aklında, Düşüncesinde Değişiklik Olmaz. Marangozun Eski Âletleri Yerine, Yeni Âletleri Gelmiş Demektir. Âlet Değişmekle, Marangozdaki Bilgi, Kabiliyet Değişmez. Kesmeyen Bir Testere Yerine, İyi Kesen Bir Testere Gelirse, Daha Kolay İş Yapar. 
İnsan Rûhu Sayesinde Vardır.

Görmeyen Gözün Yerine Sağlam Göz Takılırsa Görür. Kanı, Kalbi, Beyni de Değişse, Yine Düşünceye Tesir Etmez. Sağlam Organ Takılmışsa, Daha Kolay İş Görür. Çünkü İnsan, Rûh Demektir. 

Rûhun Mâhiyetini Bilmeyen veyâ Allah'ın Kudretinden Şüphe Eden Kimse, İnsan Yanınca Yok Olduğunu, Kabir Suali ve Kabir Azâbının Olmadığını Zanneder. Hâlbuki Kabir Azâbının Olduğunu Dinimiz Açıkça Bildiriyor.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ ?[Tamamlandı] to your library and receive updates
or
#235islami
Content Guidelines
You may also like
SINIR |Tamamlandı| by __Katre__
75 parts Complete
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini kemerinin üzerinden çekip göğsünün üzerinde yazan yazıyı işaret etti. " Bak bakalım burada ne yazıyor?"dedi sesindeki alaycı tınıyla. " Arslan."dedi karşısındaki adam kısık çıkan sesiyle. Ardından Eylül'ün yaka kartını gösterdi Toprak parmak ucuyla. "Peki burada ne yazıyor." "Eylül Arslan." "Aynen öyle." dedi Toprak başını aşağı yukarı sallayarak. Ardından elini kaldırıp yüzüğünü gösterdi. " Bu."dedi sorgulayan sesiyle. " Yüzük." Eylül'ün elini tutup kaldırdı. " Bu."dedi tekrar. Aynı cevabı aldığında ellerini indirip birbirine kenetledi. Ve tekrar kaldırıp herkesin gözüne sokarcasına konuştu. " Birleştir bakalım ne çıkacak ortaya."dedi. Ardından masaya göz gezdirip karşısındaki adama dikti bakışlarını. Birkaç saniye cevap vermesini bekleyip adamın omzundaki elini sıktı. " Evlisiniz."dedi adam fısıltıdan farksız sesiyle. " Doğru cevap." dedi Toprak alayla. Adamın omzundaki elini çekip yüzünü Eylül'e çevirdi. Birkaç saniyeliğine yumuşayan bakışlarını tekrar buza çevirip masaya döndü. Birbirlerine kenetlenmiş ellerini gösterip: " Duyduğunuz gibi biz evliyiz. Daha öncesinde bilmiyordunuz çünkü bilmenize gerek yoktu. Şimdi öğrendiğinize göre herkese afiyet olsun." dedi. Masadan yükselen hayret nidalarını umursamazken masadaki yerine ilerledi. Eylül'ün elini bırakmadan yanındaki sandalyeyi çekip:" Geç güzelim." dedi. Yanlarındaki birkaç kişi duydukları ile küçük çaplı bir şok yaşarken onların gözü sadece birbirleri üzerinde idi.
Düş by IkiArkadas
28 parts Complete
"Seni seviyorum, seni seviyorum. Beni duyuyor musun? Alice Princeton, seni seviyorum." Üzerine eğilen Robert kısık sesi ile dudaklarına sokularak aşkını ilk defa yüzüne karşı itiraf etmişti. Lakin bu yapılabilecek en kötü zamanı bulmuştu. Hala öfke dolu olan Alice elleri yüzünde dolaşan adamı göğsünü yumruklayarak kendinden uzağa itmişti. Hazır halde bekleyen at arabasının kabinine ilerleyip kapısını açmışken kalbinden geçeni sakınmadan, süslemeden öfkeyle mırıldanmıştı. "Benim seni sevmeme izin vermiyorsun." * * * Viktorya Dönemi İngilteresinde Londralı tüccar bir ailenin en küçük çocuğu olan Alice 20 yaşında neşeli bir genç kızdı. Hayatını kahkahalar ve pembe düşlerle bezemiş olan Alice birçok insanın ömür boyu aradığı aşkı küçük yaşlarda bulup kalbinde özenle muhafaza ettiği için kendini diğerlerinden şanslı buluyordu. Utancından ve kabul görmeyeceği korkusundan açamadığı aşkını içinde bir tohum gibi filizlendirirken asla umutsuzluğa yenik düşmemişti. Bir gün, onu küçük kız kardeşi gibi gören Benjamin Avery' in kalbine gireceğinden adı kadar emindi. Bu düşe kutsal bir yeminmişçesine inanıyor ve herkesten saklıyordu. Lakin ailesi, onunla katıldığı davette karşılaşıp ilk görüşte âşık olan Yüzbaşı Doyle ile evlenmesine karar verdiği an, genç Alice'in tüm planları suya düşmüştü. İçinde büyüttüğü gizli aşk ve maruz kaldığı emrivaki, onu hayal gücünün ötesinde bir aşk üçgenine sürüklemiş ve aşka dair bildiği tüm gerçekleri unutturmuştu.
You may also like
Slide 1 of 10
SINIRIMIZ GÖKYÜZÜ cover
SINIR |Tamamlandı| cover
Düş cover
Müezzin Beyciğim ||�𝚝𝚎𝚡𝚝𝚒𝚗𝚐|| cover
ÇAVUŞÇU GÖLÜ (KİTAP OLDU) cover
gül gonca cover
Barbar  cover
Mavi | Texting ✓ cover
Kumru cover
E.D.R.E. cover

SINIRIMIZ GÖKYÜZÜ

40 parts Ongoing

Birbirine delice aşık bir çift... Akabinde aşklarını taçlanıracak bir evlilik... Kısa sürede başlayıp, sonu gelmeyen tatsızlıklar.. Kapanış, boşanma. Peki nerede kalmıştı o delice aşkları? Bitmiş miydi yoksa hâlâ ilk gün ki gibi kördüğüm müydü? Ondan sonra ne mi olmuştu? Yıllar sonra, kader bu... Evli ve çocuklu karşılaşmışlardı. Hiç olmadık bir zamanda, hiç olmadık bir yerde. Biri evli, biri çocuklu? Hazırsanız başlayalım.