Dağın tepesinde bir villa tipi evimiz vardı. Aile ile hafta sonu oraya kalmaya gittik. Güzel vakit geçireceğimizden çok emindiler hatırlıyorum cuma günü saat 23:16 civarı babamın telefonu ısrarla çalmaya başladı. Açmak zorunda kaldı babamın yüzündeki gülümseme birden endişe ve hüzünle kaplandı. Babamın babası yani dedem kalp krizi geçirip acilen hastaneye kaldırılmıştı. Annem ile babam apar topar hazırlanıp çıktılar . Kapı çıkışında arkalarından bağırıp "Hop bende geliyorum bekleyin " dediğimde babam beni burada kalmam gerektiğine ikna etmişti. Deden sağlığına kavuşunca söz seni oraya götüreceğim hafta sonuna yazık olmasın sen burada kal eğlenmene bak kafanı dinle deyip arabayla uzaklaştılar. Koskoca evde tek başımaydım ne yapacağımı hiç bilmiyordum . Televizyonu açıp mutfağa geçtim kendime bir şeyler hazırlamak için fakat geldiğimde televizyon ilginç bir şekilde kapanmıştı neye uğradığımı şaşırıp aklımı kötüye yormadım. Fişleri kontrol ettim her şey normal gözüküyordu. Tam arkamı döndüm üst kata çıkıyordum televizyon açıldı ses ise sondaydı çok korktum ve televizyonu hemencik kapattım 5 dakika onun etkisinde kaldım. Yağmur başladığını hissedince cam kenarına geçip doğanın güzelliklerini hayranlıkla izledim. Şimşek çaktı karanlık gökyüzü aniden aydınlandı benim dikkatimi ise ağaçların arkasında ki gölgeler çekmişti ışık kaybolunca onlarda gidiverdi . Kapıları sıkı bir şekilde kilitledim baya bir endişeleniyordum çünkü . Aklıma aile yadigarı av tüfeği olduğu geldi onu aldım . Dış kapı zorlanıyordu tüfeği ateşlemek istedim ama ateşlemedi çünkü mermi yoktu hemen mermi kutusunu aradım babamın odasında çekmece gözüne baktım oradaydılar içine doldurdum tüfeğin gölgelerin olduğu yerlere ateş saçmaya başladım bana zarar verme niyetinde gibiydiler. Korktuğum oldu ve elektrikler gitti benim nefes alıp verişim dışında onlarca kışının nefes alıp verişini duymaya başladım. Elektrikler 1 dakika içinde geldiğinde ise etrafımda onlarca şekilsiz yüzler ve bedenler vardı.