İşaret ve orta parmağımı birleştirmiş uzun yemek masasına sürterek usul usul gezdirirken keskin, rahat ve bir o kadar da tehditkâr bakışlarımı masada oturan adamın yüzünde gezdirdim. "Yani anlattıklarına göre Rasim çok büyük ve tehlikeli bir adammış değil mi?" "Aynen öyle." "Tüh, ne yazık ki kendisiyle tanışamadım. Ne zaman rahmetli olmuştu?" Adam şarap kadehini parmaklarının arasına alıp cevap verdi. "Oldu sekiz sene, zaten Savaş Keskin ile olan düşmanlığının zamanında elli küsür yaşındaydı." "Bir oğlu var diye duydum." Anında başını sallamıştı. "Evet, Rasim bey öldükten hemen sonra çetenin başına geçti." Şarabından bir yudum alıp yeniden konuşmuştu. "Hep benden ve çalıştığım yerden bahsettik. Madem çeteye dahil olacaksın o zaman sende kendinden bahset biraz." Kaşlarımı kaldırıp sinirden sıktığım dişlerimi gevşettim. Sonunda istediğim bölüme gelmiştim. Almak istediğim ve duyumlarımın gerçekliğini öğrenmiştim. Masadan doğrulup saçımı düzelterek sinirden dolan gözlerimle gülümseyerek cevap verdim. "Ben Arzu, Dilay ve Savaş Keskin'in öz ve öz kızı Arzu Keskin." Sözlerimin hemen ardından yerinden sıçrayarak ayağa kalkmıl ve elini beline atmıştı. Ondan önce davranarak elbisemin yırtmacını açarak bacağıma yerleştirdiğim silahımı çıkartarak ona doğrultmuş ve hiç düşünmeden iki kaşının arasına sıkmıştım. Kendimi o kadar fazla sıkmıştım ki öfkeden gözlerim dolmuştu. Silahlı elimle akmak üzere olan gözyaşlarımı silip yumruk yaptığım sol elimi usulca gevşetmiştim. Avcumun içerisindeki hilal şeklindeki tırnak izlerimden çıkam usul kanları umursamadan silahı yeniden kemerime yerleştirip yerde cansız yatan adamın üzerine tükürüp evin dış kapısına doğru ilerledim. "Soyunuzu kurutana kadar durmayacağım orospu çocukları..." TOXİC AŞK KİTABININ İKİNCİ SERİSİDİR.