Atılan adımlar hayatın dönüm noktası olup, insanı her zerresine kadar değiştirebilir miydi?
Veya bilinmeyen yanlarını da kendisiyle tanıştırabilir miydi?
Attığı adımlarıyla etrafındaki herkesin içini umut ile kaplayan Melek, hayatın hileli zamanına denk gelir. Her zaman kendinden çok hayatındaki insanların iyiliğini düşünüp onları cennetine alırken, bu kez kendisi için bir adım atmaya çalışır. Fakat bu, adının anlamını gerçekleştirecek ve ayaklarını yerden kesecek bir karardır.
Ama nasıl?
İyilikle mi, kötülükle mi?
Hayatın kötülükleri bir şansızlık yaratıp Yabancı'yı derinlerdeki karanlığa doğru atmıştır. Her ne kadar aydınlığa, ait olduğu gökyüzüne ilerlemeye çalışsa bile, attığı her adım onu daha fazla dibe, bir türlü kurtulamadığı aslında kurtulmak istemediği cehenneme çekmektedir. Karanlık, artık onun için kaçınılmaz bir sondur. Fakat hayatındaki herşeyin aslında bir aydınlığa bağlı olduğunu bilmeden yaşamaya devam etmektedir.
"Ben karanlığın ta kendisiyim..."
"Artık karanlığı seven bir meleğim..."
~...Gerçekte onlar gökyüzünde birbirlerine görünmez bir iple bağlı olan iki varlıklardı...~
Alin, Kiraz çiçeği mahallesinde kendi halinde yaşayan bir kızdır. Ancak bu sade yaşamı, mahalleye geri dönen arkadaşının abisi Kılıç ile bozulur.
Bazen bir salıncak, bir kıvılcımı doğurur.
...
Şimdi izninizle size soruyorum.
Siz de bizimle salıncağa binmek ister misiniz?
Unutmayın, salıncaklar sadece mutlu etmez. Aynı zaman da yakar. Öyle bir yakar ki mutluluk duyarsın alev almaktan.
Ta ki kül olana kadar.
...