Atılan adımlar hayatın dönüm noktası olup, insanı her zerresine kadar değiştirebilir miydi?
Veya bilinmeyen yanlarını da kendisiyle tanıştırabilir miydi?
Attığı adımlarıyla etrafındaki herkesin içini umut ile kaplayan Melek, hayatın hileli zamanına denk gelir. Her zaman kendinden çok hayatındaki insanların iyiliğini düşünüp onları cennetine alırken, bu kez kendisi için bir adım atmaya çalışır. Fakat bu, adının anlamını gerçekleştirecek ve ayaklarını yerden kesecek bir karardır.
Ama nasıl?
İyilikle mi, kötülükle mi?
Hayatın kötülükleri bir şansızlık yaratıp Yabancı'yı derinlerdeki karanlığa doğru atmıştır. Her ne kadar aydınlığa, ait olduğu gökyüzüne ilerlemeye çalışsa bile, attığı her adım onu daha fazla dibe, bir türlü kurtulamadığı aslında kurtulmak istemediği cehenneme çekmektedir. Karanlık, artık onun için kaçınılmaz bir sondur. Fakat hayatındaki herşeyin aslında bir aydınlığa bağlı olduğunu bilmeden yaşamaya devam etmektedir.
"Ben karanlığın ta kendisiyim..."
"Artık karanlığı seven bir meleğim..."
~...Gerçekte onlar gökyüzünde birbirlerine görünmez bir iple bağlı olan iki varlıklardı...~
Yaş Farkı Vardır (9 yaş)! Lütfen bunu bilerek okuyunuz...
Atabey Ailesi yıllardır yaptığı mafyacılık işlerine son verip emekliye ayrılmıştı. Çağlar Atabey 4 oğlu, karısı ve yakın aile dostlarıyla huzurlu hayatının tadını çıkartıyordu. Ta ki bir gün şirketine bir mektup gelene kadar... Yıllar önce ölen kızının aslında yaşadığını ve ölü bir bebekle karıştığını söyleyen bir mektupla bütün dengeler bozulur. Bir yandan hasta annesi ve öfkeli babasıyla uğraşırken okumaya çalışan Çiçek bir yandan da şehit sevgilisinin yasıyla kavruluyordur. Bunun üzerine bir de yıllar önce karıştığını öğrenen Çiçek'i karmaşık günler bekliyor.