"elimi uzattım karşımdaki küçük kıza -Ben KARAN KARAHAN.
Elime baktı ve o da elini uzattı
-benim bı geçmişim yok efendim ismimi siz söyleyin.
Ona baktım dikkatlice karşımdaki bu mukemmel kıza baktım bembeyaz teni,güneş sarısı saçları,okyanus rengi gözleri vardı,
-KARAM adın bundan sonra Karam.
Kimse onu görmesin istiyordum bu guzzelige benden başkası başkası bakmasın onu hayal dahi etmesinler.
Havadaki elimi sikica kavradı,
-Ben KARAM."
"-peki biz kimiz?
Dedi merakla
-biz kötüleriz,suçlularız, kötülerin de dusmaniyiz,iyilerinde, kötüleri yakalayıp iyileri veririz ve zengin oluruz bu kadar Karam."
Albay yeniden konuştu. "Şimdiden uyarıyorum binbaşım, Alakuş ve Barbar için. Söz dinler gibi görünürler ancak emrinin tam tersini uygun bir şekilde yapmanın bir yolunu mutlaka bulurlar."
Sırıttı binbaşı Kartal Turhal. Alakuş onu çok heyecanlandırmıştı. Kendisinin kadın versiyonu gibiydi. "Siz merak etmeyin komutanım. Ben haklarından gelmesini bilirim."
Albay da güldü. "Eti senin kemiği benim o halde."