Sevgilim... Saat 05:30. Ilk defa bu kadar erken uyandim. Evden cikdim, hava yeni-yeni aydinlaniyordu. Cok sis vardi. Sahile dogru yurumeye basladim. Deniz dolup tasiyordu. Arabir dalgalar hayatin aci gerceklerini yuzume carparcasina sahile vuruyordu. Bi bankda oturdum ve kendime anlamsiz sorular vermeye basladim: ben kimimki?! Bu anlamsiz hayatda neden yasiyorum ?! Ve o an kendim icin en dogru karari verdim. Gidicektim bu hayatdan. Kendimi bu karanlik dunyadan kurtaracakdim. Bankdan kalkip eve dogru yurumeye basladim. Saat 07:45 artik calisma odamdayim. Kasayi acdim ve beni sonsuzluga ugurlayacak tek arkadasimi aldim. Ama once daha onemli yapmam gereken seyler vardi. Bir kalem ve bir kac kagit aldim ve yazmaya basladim: Sevgili karicim seni cok uzdum biliyorum. Seni ilk gordugum anda carpilmisdim. Sanki tanri bana bir melek gondermisdi. Seni sevdiyim kadar hickimseyi sevmedim ben. Sensiz bu hayatda yasamaya hakkim olmadigini dusunuyorum. Sensiz her gun cehennem. Cok gec... Cok uzguAll Rights Reserved