Gecenin karanlığında ay gibi parlayan teniyle duruyordu sokağın ortasında. Avuçlarında ölümü biriktirmiş, usulca eziyordu. Parmak boğumları ölüme bulanıyordu. Göğsü yavaşça inip kalkıyordu. Nefesini ciğerlerine doldurup , bir süre bekliyordu. Onu içinde işleyip ,uçurum kıyısı dudaklarının araından salıyordu geceye.
Kısık gözlerini dikmişti boşluğa, bin bir parçaya ayırıyordu sükutu. Ölüm... Ne çok yakışıyordu bu bedene . Ne iyi sarıyordu etrafını. Ölüm kokuyordu mavi gözleri. Öyle ki ölümü barındıryordu varlığında. Kulaklarında kırılan kemik sesleri çınlıyordu. Zihnindeki karanlıkta boğuyordu bütün şeytanları. Ona itaat etmeyen tüm şeytanları.
Tıslarcasına fırlattı dudaklarından ölümün başlangıcını
"Şimdi..."
Ateş Yakar. Karanlığın oğlu, Venüs'ün ebedi sahibi...
İki sokak arasına sıkışmış bir aşk hikayesi. Kanla yazılmış, satırları intikamlarla bezeli bir aşk. Maral ve Ateş'in yakıcı aşk hikayesi.
Bu sokaklar çıkmaz sokaklar. Girdiniz mi bir kere çıkamıyorsunuz. Tarafınızı seçin ve yerlerinizi alın. Savaş Başlıyor...Hoş geldiniz Mel'in akıl almaz dünyasına...
İyi Yolculuklar dilerim.
Yayımlama tarihi : 17.06.2022
Yazım tarihi:03.03.2020