Onları birbirine bağlayan bir erik ağacıydı.
Küçüklerdi daha. Sevmek neydi ki, nerden bilsinlerdi. O zamanlar Ömer hislerinin adını bilmiyordu. Aşk nedir, sevgi nedir bilmeden sevmişti Zümra'yı. Belki de dünyanın en masum sevgisiydi bu sevgi. Bir annenin evladına duyduğu saf bir sevgi gibi...
Yolları ayrıldı sonra. Yıkıldı Ömer. bir sürü arkadaşı olmasına rağmen kendini yapayalnız ve kimsesiz hissediyordu. O Zümra'nın arkadaşlığını istiyordu, bir başkasının değil.
Sonra tüm yaşadığı şeyleri bir deftere yazdı. Onun yokluğunda yaptığı şeyleri, beraber yapacakları şeyleri... Bir gün Zümra ile yolları tekrar kesişecekti. Buna inanıyordu. Ve o defteri ona verecekti...
Ömer kendine bir dünya yarattı. İçinde Zümra'nın da olduğu bir dünya.
küçük yaşında sabretmeyi, dayanamayı öğrenmişti.
Ve belki de daha çok öğreneceği şey vardı.
İnci tanesi daha ona çok şey öğretecekti.