Aşkı arayan birisi olmamıştım şimdiye kadar. Âşık da olmamıştım hiç. Arkadaşlarım ve ailem bana hep huzur vermişti. Bu yüzden bir eksiklik olduğunun dahi farkına varmamıştım. Ta ki o güne kadar. Bir sonbahar günü kalbimin böyle atacağını hiç düşünmezdim. O soğuğa rağmen kalbim sıcacık oluvermişti. Bazen kahve bazen kehribar olan o gözler tıpkı içtiğim bir yudum kahve gibi beni sıcacık yapmıştı. Uzun boya, kıvırcık denilebilecek hafif uzun saçlara sahipti. Vücudu yaptığı spordan olsa gerek yapılıydı. Ama kaba saba şekilde değildi. Çok nahif duruyordu bu yapı onda. Çok uzun süre bakmış olmalıyım ki kafasını bana doğru çevirdi. Göz göze geldiğimiz o an benim için zaman durmuş gibiydi. Bana asırlar gelen ama 6 saniyeyi aşmayacak o zaman diliminde hemen kendime gelip kafamı başka yöne çevirdim. Adamı daha tanımıyordum bile. Sevgilisi ya da karısı var mıydı bilmiyordum. Bu yüzden bir daha kafamı o tarafa çeviremedim. Deli gibi bakmak istesem bile. Sonra telefonum çaldı ve buradan çıkmak zorunda kaldım. Kim bilir belki bir daha karşılaşırdık... Keyifli okumalar . SONBAHAR SICAKLIĞI ismindeki ilk hikayedir. Telif hakları şahsıma aittir. Çalınması ya da kopyalanması durumunda hukuki süreçleri başlatacağımı bilmenizi isterim.