©Tüm hakları saklıdır/Dizi ile alakası yok. Kaçmaya çalışsalarda,inkar etselerde,başkalarında teselli bulmaya çalışsalarda yine birbirlerine koştular her seferinde.Yine birbirlerine sardılar kollarını.Birbirlerinde güven buldular. Artık inkar etmek güçtü..Gerçekler her nefes aldıklarında kendini belli ediyordu..Kaçamazlardı. Birbirlerine adeta bir su gibi muhtaçtılar..Her gün her gün içmeye ihtiyaçları vardı. Onlar çok farklıydı.Birbirleri için özel birşeyler yapmıyorlardı.Fakat değerlilerdi.Kıskanıyorlardı,seviyorlardı.İki genç kızın açtığı beyaz sayfanın mührü,etrafa yayılıyordu. Ta ki...O beyaz sayfa ölümle karanlık arasındaki çizgiye bürününceye dek.. --/-- ''Bırak beni...''diye bağırdım hıçkırıklarımın arasından.Nefes alamıyordum.Onun zaafı,onun ihitiyacı,onun ufaklığı değildim ben.Acı heryerdeydi.Elimi boğazıma götürerek yavaşça yutkundum.Sevilmeye ihtiyacım yoktu benim.Bir hiçtim.Gözyaşlarım etrafıma çevrelenirken homurdandım.Ağlamak istemiyordum.Güçsüz olmak istemiyordum. ''Bırakamam ufaklık...''dedi ellerini yüzüme götürerek.Öfkeyle avuçlarımı sıktım.Hiçbirşey yapamıyordum.Lanet olasıca,yoksa beni ona bağlayan hissedemiğim duygularım mıydı?Kollarını belime sararak gülümsedi,gülümsedim.Kaçamıyordum onun benliğinden.Kişiliğinden,zaaflarından. Tanıştığımız ilk gün geldi aklıma,çikolata kokusunu içime çektiğim ilk an.Nefes almaya başladığım zaman.