"Beni öldürecek misin? " "Hayır. Sadece heyecan olsun diye seni bu depoya getirip elini kolunu bağladım." Arkamı dönmeden cevapladığımda Savaşta bağlı olduğu sandalyede kıpırdandı. Onu öldüremeyeceğimi düşünüyordu. Çokta haksız sayılmazdı. Onu öldüreceğime ben bile emin değilim. "Hadi ama daha ailenin katilinin yüzüne bakamıyorsun. Onu nasıl öldüreceksin?" Cümlesi canımı en derin yerden yakarken hızlıca arkamı dönüp elimdeki silahla yanına gittim. Şuan benim elimde ve savunmasız olmasına rağmen yüzünde anlam veremediğim bir sırıtış vardı ve bu benim canımı fazlasıyla sıkıyordu. "Kes sesini!" sinirle söylediğim cümle onda hiçbir etki bırakmazken elimdeki silahı kaldırıp ona doğrulttum. Bu hareketimin onu korkutmasını beklemiştim ama o korkmak yerine yüzündeki gülümsemeyi arttırmıştı. Benden korkmuyordu aksine benimle eğleniyordu. "Sende ne fark ettim biliyor musun? Olduğun yerde kalmamışsın. Okumuş mimar olmuşsun. Dövüş kursuna gidip savunma öğrenmişsin. Kendini geliştirmişsin ama benin gözümde hala yatağında korkudan tir tir titreyen , başına nelerin geleceğinden haberi bile olmayan o küçük kızsın." Gözümden akan yaşı elimin tersiyle sildim. O bağlıydı , ben serbesttim. Benim elinde silah vardı ama onun elinde yoktu. Şuan avantajlı olan ben olmalıydım ama durum hiçte öyle değildi. " O yüzden beni öldüremezsin. Sende o cesa..." cümlesini bitirmesine bile fırsat vermeden iki el ateş ettim. Depo silah sesiyle yankılandığında uzaktan gelen adım seslerine doğru kafamı çevirdim. Beni bu halde görmesini en son isteyeceğim adam şuan bana doğru koşuyordu ve gözlerinde en az benimki kadar derin bir acı vardı. "Gece sen ne yaptın?!"All Rights Reserved