-Yaş farkı içerir- Cebinden bir gerdanlık çıkardı Aldemir. Kızın gözünün önünde kaldırdı. "Al." dedi. "Yüz görümlüğü." Kız almadı. Aldemir, yatağın üstüne bıraktı. Geri çıktı, ceketini çıkarıp sandığın üstüne attı. O vakit fark etti. Yeni gelin tir tir titriyordu. "Korkma," dedi Aldemir. Perdeyi azıcık araladı, pencereden aşağı baktı. Evin önü iyiden iyiye boşalmıştı. Geri döndü, yatağa, kızın yanına oturdu. "Adın ne senin?" "Adımı bilmiyon mu?" dedi incecik, nahif bir ses. Su şırıltısı, kuş cıvıltısı, meltem sesi gibiydi. "Cık. Bilmiyom." "Attan indiren sen değil miydin? Yanımda oturan sen değil miydin? Demin alan kabul eden sen değil miydin?" "Bendim amma.." dedi Aldemir. "Adet yerini bulsun diye." Gelin derin bir nefes aldı. Aldemir, kızın işi anladığını fark etti. Amma da zeki çocuktu ha. İyi. Saf olanla uğraşamazdı Aldemir bu yaştan sonra. İşin en çok dert ettiği kısmı hallolmuş oluyordu böylece, hamdolsun. ~~~~ Aldemir'in kalbi Gülayşe'ye, Gülayşe'nin kalbi Aldemir'e düğümlüdür... Ve güzeller güzeli Gazâl, Aldemir'in eli kınalı yüreği umutlu tazecik karısıdır 🌱 Ve bir gün, bu topraklarda, bir sevda için bir destan yazılır...