Onlar, kazada sadece Önder'i kaybetmemişlerdi; o kaza, birbirlerine olan bağı da alıp götürmüştü.
Hayatının en mutlu günlerini yaşayan Şebnem Gürsoy için de bir dönüm noktasıydı o kaza. Kaza sonucunda sol bacağında büyük bir hasar oluşmuş, bırakın topuklu ayakkabıyı, normal bir ayakkabıyı bile giyemez hale gelmişti. Bunun üzerine ailesiyle beraber yurt dışına çıkan Şebnem, aylar sonra tekrardan İstanbul'a, kaçtığı şehre, doğru yola çıkıyordu.
İşte onun hikayesinin bir başka parçası da burada başlıyordu, hayatını değiştiren ve yine değiştirecek olan şehirde, İstanbul'da.
"Kalbim aklındaki kadar geniş değil, sadece, bir kişilik yer var."
i wanna li-li-li-lick you from your heaf tou your toes
and I wanna move form the bed down to the, down to the, to the flo'
But I gonna kn-kn-kn-know what-what's your fan-ta-ta-sy?