Baha kahveleri yapmış geri götürmüştü. Aynı şekilde kapıyı vurup girdi. Bu defa kız koltukta oturuyordu. Babasıyla hararetli bir şekilde konuşuyordu. Önce binbaşının kahvesini verdi, sonra geçip kızın önüne, sehpaya koydu kahveyi.
"Afiyet olsun."
"Teşekkürler" dedi yüzüne bakmadan. Son bir şans için tekrar konuştu Baha.
"Tebrik ederim Özge Hanım" dediğinde Özge ışıl ışıl gözlerini çocuğuna çevirdi. Samimi bir gülümsemeyle yakasına baktı.
"Teşekkür ederim... Diyar" dedi soyadını okuyarak. Bu avuntu ile çıktı odadan. Karnının içinde kelebekler uçuşurken tepsiyi ellerinin arasında sallayarak yürümeye başladı.
"Diyar" diye tekrar etti. "Bordo bereli olduğumda kendime böyle diyeceğim."
Ve Baha Diyar o sene eğitme gitti. Bordo bereli oldu ve bir daha onu hiç görmedi ama hiçbir zaman da unutamadı o gülümsemeyi, o sesi ve o bakışları.
Özge Hanım'ın bir yerlerde olduğu, hâlâ aynı şekilde güldüğü, hatta bir yerde karşılaştıkları hayali her gece yastığına koyduğu başına misafir olmuştu.
Dağda, operasyonda, eğitimde, uçakta, helikopterde, deniz altında, üstünde her zaman ve her yerde Özge'nin hayali yüreğinin hayaleti olmuştu...
Bir gün gerçekten karşılaşacaklar mıydı? Buna ihtimal vermek çok zordu...
Toprakla başlayan kan davası. Ve kan davasını bitiren bir hata.
Kalbe sıkılan kurşun; kanından bile tiksindiği bir adamın kucağına düşürdü.
Hatayla başladı, acı çektirme amacına döndü.
Yalanlar söylendi, hesaplar kapandı.
Sonunda mağlup olan düşmanlık, kazanan aşk oldu.
Hırsıyla bilinen bir adam Mirhan Mirza Hükümsüz. Bölgede oyun kurucu rolüne geçmek için gece gündüz durmadan çalışan bir adamın ta kendisi.
Güzelliğiyle şehre nam salan Dilem Yıkılmaz. O hiç bir şeyi unutmaz! Onun tek unutmak istediği annesinin öldüğü günün doğum günü olduğu gerçeği.
Ve onları bir araya getiren rastlandı değil, kaderin ta kendisi!
BİRLİK serisi "1"
Seriyi ayrı ayrı okuyabilirsiniz. Serinin tüm kitaplarının hikayesi ve karakterleri birbirinden bağımsızdır.
+18 unsurlar içermektedir!