Her şey bir otelde başlar. Nereden bileceklerdi o otelin onlara laneti getireceğini. Bilemezlerdi.
Kimisi yaşadıkları bu dünyaya ait değildi. Kimisi başka bir evrene ait olup dünyada lanetini bozmaya çalışan, ama her seferinde biraz daha kendine zarar veren, sevdiği adamın, kalbini kıran sözlerine karşı dik duran, kardeşini yıllar sonra bulan ve kaybetmenin verdiği korku ve endişeye kapılan kendi içinde baskı uygulayan çaresiz kardeş.
Bir yandan sevdiği adam ile birlikte olmak isteyen ama soyunu da devam ettirmesi gereken olacaklardan habersiz, ölüm ile burun buruna bir genç kız.
Ya ölecek ya da hayatına devam edecek.
Hayatına, bir yanı karanlık bir yanı aydınlık olan evrende bir çıkış yolu bulacak, ya da ölmeye mahkûm hale gelecek.
Tek çıkış, duygu çıkışlıdır.
Güven, kardeşlik, merhamet, aşk, sevgi, nefret...
Tüm hücrelerinde ölüm olan bir kız, onu yaşatmak isteyen bir adam....
Onların aşkları karanlık evrenlerine ışık tutacak ve asla o ışık sönmeyecek...
''Sevgilim, her şey o kadar sen ki, seni unutturmuyor hiç bir şey.''
...
'' Kalbimi yok saymayacağım, imkansız olmamıza rağmen...''
Nadir kedi türlerinden biri olan pars, bir insan bedeni ile bütünleşmişti.
Pars Bera Sarkan.. Yarı insan yarı pars.
Koyu gri renginde yırtıcı gözlere ve keskin pençelere sahip olarak bir dönüşüm geçirse de özünde bir insandı. Türü gereği vahşi, insan karakterine göre ise sert bir yapısı olan bu pars, tıpkı ismi gibiydi.
Ve bu parsın önüne çıkan bir çift orman yeşili göz, tüm vahşi doğasını alt üst etmişti.
***
03.05.2022
Tüm hakları saklıdır!