Ben düşüncelere dalmışken arkamdan adım sesleri gelmeye başladı,sonrasında belime sarılan bir çift kol. Tanrım... İşte şimdi yaşadığımı hissediyorum. O benim her şeyim onunla iyi ki yollarımız kesişti. Karadeniz'in kış ayında onunla bu yaylada olmak huzurun ta kendisi. Yavaşça boynumdan öpmeye başladı. "Neyin var bebeğim?" diye sordu bana. Anlamıştı işte durgunluğumdan bir şeylerin olduğunu. Ama bir şey yokmuşcasına " Bir şeyim yok sevgilim, onu da nerden çıkardın?" diye yanıtladım onu. İnanmışa benzemiyordu bedeninin kasılmasından anlamıştım. Yalan söylediğimi biliyordu. Nasıl anlıyor anlamıyorum ben bir avukatım ve sevgilim yalan söylediğimi direkt hissediyor. Elimden tuttu ve beni yavaşça odaya ilerletti. Yatağa yatmama yardımcı oldu, üstümü örttü ve kendisi yandaki koltuğa oturdu. Yanıma gelmemişti. "Neden yanıma gelmiyorsun? diye sorduğumda sigarasını yaktı ve gözümün içine bakarak içmeye başladı. Bana tavır mı yapıyordu anlam veremiyordum. "Sıcaklığına ihtiyacım var." diye ikinci kez konuştum ama yine ses vermemişti. Noluyordu allah aşkına onun şimdiye çoktan yanıma gelip beni ısıtması gerekiyordu. Bu denli soğuk olduğuna göre bir şeyleri sakladığımı sezdi ve bana karşı kalkan oluşturdu yine. Ayağa kalkıp yanına doğru adımladım ve beklemeden kucağına doğru oturdum. Bu kez ellerim boynunda sarılı bir vaziyette duruyordu. Ama yine yüzüme bakmıyordu. Ellerimle tutup yüzünü kendime doğru çevirdiğimde gözlerimin içine hem sinir hem de kırgınlıkla bakıyordu ve dudaklarından o kelimeler döküldü. "Yoksa beni öldürmeleri için özel olarak tuttukları ajan; her gece koynuma aldığım,sarıp sarmaladığım kadınım mı?"All Rights Reserved