Küçücük omuzlarımıza ne kadar yük almıştık oysa ? Minik ellerimize ne kadar umut verilmişti ve ne kadar hızlı çürümüştü o umutlar? Bir adım atarken, iki adım geriliyorduk bilmeden. Beyazı unutmuş gözlerdi bizi çıkmaz sokağa götüren. Biz neyin ne olduğunu bilmeden büyük savaşlar veriyorken, masum ellerimizi bırakıp, gidiyorlardı. Önümüze çıkan bir avuç toprak, ellerimizden bir türlü gitmeyen o kan kokusu ve bilmeden sürüklendiğimiz bir bulmacanın çözülemeyen kaçıncı sayısı? "Çıkmaz sokak sendin adam"