Yaralarım öyle derin kesiklerden oluşuyordu ki, ruhumun tuvalini acıya boyuyordu; bense o yaraları kapatmak yerine, bir eczanenin kapısından girip her yeri kan revan içinde bırakırken yara bandı almak istediğimi söylüyordum.
Oysa kaç dikiş atılması gerekiyordu benim yaralarıma...
Ama sonra o geldi; yaralarımdan akan kanların her fırsatta o bantları düşüreceğini bildiği halde Ecevit Tanşafak, gecenin dördüne şafağı söktürmeye elinde kutu kutu yara bandıyla geldi.
----------------------🎨🩹-----------------------
"Hayatı, bu kadar önemseyip ağlamak için saçma bir saat değil mi?" diyen sesi duyduğumda rüzgarın uçuşturduğu saçlarımı yüzümden çekmeye çalışırken sağ tarafıma çevirdim başımı.
Dört, belki de beş şeritli otobanın üstüne yerleştirilmiş köprünün demirlerine yaslanmış, az önce benim yaptığım gibi şafağın sökmesini izliyordu yanımdaki yabancı.
"Hayatın, gecenin dördünde beni bir köprüde ağlatacak kadar acımasız olması saçma değil yani?" diye sorduğumda kelimelerim, yüksek köprüden atladı ve sert zemine çakıldı; hayallerim gibi.
Kapak için @bushiranur a teşekkür ederim 🌺
📍Yetişkin İçerik Mevcuttur!
Yayınlama tarihi: 16.07.2022
"Savur acı ile yaktığın bedeninin üzerindeki külleri Adal. Benim için yeniden doğ."
*
*
SERİNİN İLK KİTABI "YANMIŞ" OTANTİK KİTAP ARACILIĞIYLA RAFLARDA YERİNİ ALDIĞI İÇİN, FİKİR EDİNEBİLMENİZ ADINA SADECE SEKİZ BÖLÜMÜYLE YAYIMDA.
*
*
12.12.2018 Tarihinden bu yana SAVUR KÜLLERİNİ bilgisayarımın içinde saklı olup, 25.05.2019 tarihinde Wattpad'de yayımlanmaya başlamıştır.
"Tüm hakları bana aittir."