"Teşekkür ederim, hepinize." dedim gözlerim bütün Serseriler'de gezinirken. "Siz benim ailemsiniz, çocukken olmayan o oyun arkadaşlarımsınız. Sizinleyken çocukluğum yeniden doğuyor gibi hissediyorum ben. İyi ki varsınız." Ardından kimsenin bir şey demesine fırsat vermeden Tuna'ya döndüm. "Ve sen, benim sevgilim, umudum, hayallerimin mimarı," dediğimde ellerim onun yüzünü buldu. "Sen bana ve çocukluğuma umut oluyorsun. Her gün içime işliyorsun, ilmek ilmek. Seni seviyorum Tuna Karaca. Seni çok seviyorum. Eğer bilmek istiyorsan, kalbim daha önce hiç böyle atmadı, ben daha önce hiç böyle sevgi dolu olmadım. Ben kimseyi böyle sevmedim. Her şeyinle teksin ve özelsin Tuna." Derin bir nefes alıp alınlarımızı birbirine yasladım. "Üstelik biliyor musun, dünyaya gelmem bile yanlıştı Tuna ama seni sevmek, benim tek doğrum oldu." Onu öptüm. Söz verdiğim gibi ve hep öpeceğim gibi. Çünkü onun dudakları gibi, benim dudaklarım da sadece onun dudaklarına mühürlüydü.