İstanbul'un taşı toprağı altın diyorlar ya, o eskidenmiş. Boşuna heveslenmeyin, altınları kapan kaptı. Bize sadece taşı toprağı kaldı. Olsun, biz payımıza düşen taşı da toprağı da sevdik.
Sen sahiplenirsen olduğun yeri, orası da seni sahiplenir. Tıpkı bizim mahalle, bizim çocuklar gibi.
Biz beş kişiyiz, ama beş kişiden ibaret de değiliz. Birlikte bir yola girdik. Yolumuza çok engel çıkacak, bunu biliyoruz. Ama kolay kolay da vazgeçmeyeceğiz. Ne olursa olsun, bu yolda birlikte olacak ve birlikte yürüyeceğiz.
Ablasının patronuyla evlenmesi sonucu, ablasıyla yaşayan 17 yaşındaki Zeynep, bir yandan ablasının 20 yaşındaki üvey oğlu poyraz'la, bir yandan da yeni okulunda uğradığı zorbalıklarla uğraşmak zorunda kalır.