Yaşarken, hayatın size sürekli şaka yaptığını zannettiğiniz bir çeşit simülasyonun içerisinde bulursunuz kendinizi. Benim yaşadıklarım ise, reddemeyeceğim, beni nefessiz bırakacak, hatta hafızamı kaybetmeyi bile feda edeceğim kadar gerçekti.
Ben 8 yaşımdayken büyümüştüm.
Ben henüz 8 yaşımdayken, çocukluğumu annemin ardında bıraktığı haykırışlarının arasına gömmüştüm.
Ben belki de hiç çocuk olmamıştım. Çünkü hayat böyledir. Hayat, ince bir ipin üzerinde yapılan bir akrobasi gösterisi gibidir bence. Güvensiz, tehlikeli, etraftan duyulan, akıl almaz fısıltılar. Silah sesi, siren sesleri, küçük adımlarla annemin başucuna gidişim ve dışarıdan çarpılıp kapatılan kapı... Ellerime annemden bulaşan kırmızı bir boya. Kan değil, kan olmaması gerek. Kan... değil.
♡
"Zihnimdeki sesleri susturmak için kendi gürültümü yarattım."