Eddie Munson | Stranger Things Kurgu
  • Reads 10,132
  • Votes 408
  • Parts 11
Sign up to add Eddie Munson | Stranger Things Kurgu to your library and receive updates
or
#40strangerthings
Content Guidelines
You may also like
The Poison of Innocence // Hufflepuff+Slytherin by BelieveAndBeHappy
40 parts Complete
"Biliyor musun Roma, bence sen iyi birisin." Roma bana bakmıyordu. Yeşil gözleri çeşmenin ucunda, suyu usul usul içen karganın üstündeydi. Boynunu hafifçe eğmişti. Buna rağmen belli belirsiz bir gülümsemenin, benden gizlenmeye çalışarak ortaya çıkmaya çalıştığını gördüm. "Ya?" Beni her zamanki gibi çok ciddiye almadan alaycı bir ifadeyle yanıtladı. Şaşırmamıştım fakat pes edecek de değildim. Biraz daha ona yaklaştım. Bunu beklemediğini çok nadir yakaladığım şaşkın, ne yapacağını bilemeyen bakışlarının arasında anladım. Ne zaman ona yaklaşsam bedenim beni ondan uzaklaştırmak istiyordu sanki. Vücut ısım düşüyor, ellerim titriyor, tenimi yakacağını bile bile bir alev topuna yaklaşıyormuşum gibi hissediyordum. Fakat yine de durmadım. Çeşmeyle arasına girdim. Gözlerinin içine korkmadan baktım. Ondan korktuğum falan da yoktu zaten. Yalnızca bana hissettirdiklerinden çekinmiştim bunca zaman. Sert yüz hatları gerildi. Şakağının altında, çenesinin yanındaki kemik oynayıp dururken iri gözleri yüzümde geziniyordu. "Ciddiyim. Kötü biri olduğunu düşünmüyorum." Hiçbir şey söylemeden beni izlemeye devam etti. Kalbim gümbür gümbür atarken ondan uzaklaşmamak için çok büyük bir çaba harcıyordum. Roma Vergilius'un karşısında böyle dimdik durmak benim için bir meydan okumadan başka bir şey olamazdı bir süre önce. "İnsanlar senin benden korkacağını bekler," dedi. "Çekineceğini, geri duracağını, yaklaşmayacağını." "Korkmuyorum," dedim kendimden bu kadar emin olmama ben bile şaşırırken. Başını salladı. Kalın kaşlarının arasına küllü, mat, kahve rengindeki bir tutam saç düştü. Yutkununca etrafta yağan kar tanelerinin kristalleri bile onun bu sesinde yankı yaptı sanki. Gözlerini benden uzun parmaklarına çevirdi. "Biliyorum. Ama sen beni korkutuyorsun."
Mardin'e Tutsak.  by Jutenya_
88 parts Ongoing
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber mavinin her tonuna aşık oldu. Mavinin her tonuna Hálin mavisi diyordu. Açık veya koyu önemli değildi mavi olması önemliydi. Her ton Hálin mavisi oluyordu. Başka bir yerde ilk Cemre diyen bir başka adam vardı. Genç kız için ilk Cemre diyen. İlk Cemre'si havaya değil gönlüne karışmıştı. O da sevdiği kız için Zerya'm diyordu. Onun dilin de Zerya yüreğim di. Yüreğim diyordu. Zerya Hálin iki ismin ayrı şekiller de iki adamın yüreğine düşmüş hali... Azad Saruhan karısının gözlerine bakıp "benim için Hálin'sin! Saruhan konağı için Hálin'sin! Mardin için Hálin'sin!"dedi. Zerya adamın gözlerine bakıp" senin için Hálin'im Mardin için Hálin'im beni sevenler için Zerya'yım "dedi... Adam karısının gözlerine bakıp yutkundu. O Hálin'di! Hálin yuva demekti. Onun yuvası oydu. Ellerini uzatıp onun gece karası saçlarına götürüp "sen benim yuvamsın "dedi. Acı bir berdel hikayesi. İlk görüşte aşk... 30.01.2023 Roman ve Zerya kategorisinde 1. Sırada BU HİKAYEDE Kİ OLAYLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KURUMLARLA İLGİLİSİ BULUNMAMAKTADIR. KİTABIN KURGUSU BANA AİTTİR. KURGUMUN SAHNELERİN KOPYALAYIP TAKLİT EDİLMESİ HALİNDE GEREKLİ HUKUKİ İŞLEMLER YAPILACAKTIR. #şiir kategorisinde 1. Sıra 12.07.2022 #roman kategorisinde 1. Sırada 0cak 2023 #roman kategorisinde 1. Sırada Mardin'e Tutsak ismiyle yazılan ilk ve tek kitaptır. Kapak tasarımı @merwanozcan_
You may also like
Slide 1 of 10
The Poison of Innocence // Hufflepuff+Slytherin cover
Sekizinci Bela || 2 #Wattys2018 cover
Treasure reaction cover
Mardin'e Tutsak.  cover
Family Problems|Lee Minho(TAMAMLANDI) cover
Ruthless cover
try me cover
Anakin Skywalker | trash cover
strange family | taekook cover
çarşı cover

The Poison of Innocence // Hufflepuff+Slytherin

40 parts Complete

"Biliyor musun Roma, bence sen iyi birisin." Roma bana bakmıyordu. Yeşil gözleri çeşmenin ucunda, suyu usul usul içen karganın üstündeydi. Boynunu hafifçe eğmişti. Buna rağmen belli belirsiz bir gülümsemenin, benden gizlenmeye çalışarak ortaya çıkmaya çalıştığını gördüm. "Ya?" Beni her zamanki gibi çok ciddiye almadan alaycı bir ifadeyle yanıtladı. Şaşırmamıştım fakat pes edecek de değildim. Biraz daha ona yaklaştım. Bunu beklemediğini çok nadir yakaladığım şaşkın, ne yapacağını bilemeyen bakışlarının arasında anladım. Ne zaman ona yaklaşsam bedenim beni ondan uzaklaştırmak istiyordu sanki. Vücut ısım düşüyor, ellerim titriyor, tenimi yakacağını bile bile bir alev topuna yaklaşıyormuşum gibi hissediyordum. Fakat yine de durmadım. Çeşmeyle arasına girdim. Gözlerinin içine korkmadan baktım. Ondan korktuğum falan da yoktu zaten. Yalnızca bana hissettirdiklerinden çekinmiştim bunca zaman. Sert yüz hatları gerildi. Şakağının altında, çenesinin yanındaki kemik oynayıp dururken iri gözleri yüzümde geziniyordu. "Ciddiyim. Kötü biri olduğunu düşünmüyorum." Hiçbir şey söylemeden beni izlemeye devam etti. Kalbim gümbür gümbür atarken ondan uzaklaşmamak için çok büyük bir çaba harcıyordum. Roma Vergilius'un karşısında böyle dimdik durmak benim için bir meydan okumadan başka bir şey olamazdı bir süre önce. "İnsanlar senin benden korkacağını bekler," dedi. "Çekineceğini, geri duracağını, yaklaşmayacağını." "Korkmuyorum," dedim kendimden bu kadar emin olmama ben bile şaşırırken. Başını salladı. Kalın kaşlarının arasına küllü, mat, kahve rengindeki bir tutam saç düştü. Yutkununca etrafta yağan kar tanelerinin kristalleri bile onun bu sesinde yankı yaptı sanki. Gözlerini benden uzun parmaklarına çevirdi. "Biliyorum. Ama sen beni korkutuyorsun."