Koşmak, sırtınızdaki teri hissetmeyecek kadar koşmak.İşte Danien'ın hayatı tam olarak buydu.Normal bir kız çocuğu olarak doğmuş olsa da asla normal bir kız çocuğuna gösterilen sevgiden, ufacık bir parça hissedememişti yalnız ve ürkek bedeninde.Eşinin kendisini aldattığını öğrendiğinde annesi, soğuk bir hastane odasında, titreyen vücudundan Danien'ı çıkarmaya çalışıyordu.Hayatı boyunca ondan nefret etmişti, o adamdan bir parça taşıdığı için hem kendinden hem Danien'dan nefret etmişti.Ve dünyayla Raeneval'ı birbirinden ayıran tek örtü mavi gökyüzüydü.Kaderi belirleyecek kahinlere göre o ay doğacak bir bebeğin seçtiği taraf, iyilik ve kötülüğün bitmeyen savaşını bitirecekti.Danien ve o ay doğan bütün bebekler takipçi melekler tarafından izlenilmeye başlandı.Ve artık zamanı geldiğinde aradıkları meleğin kim olduğuna karar vermişlerdi.Danien o sabah saçlarını sıcak esintiyle savuran rüzgardan boynuna yayılan sıcaklıkla, ensesindeki nefesin hissini ayırt edebilecek kadar kendindeydi.Birbirini izleyen felaketlerden ilginç bir şekilde kurtulması tuhafına gitse de bunu umursamamıştı.Hayatta her zaman silik olmaktan ileriye gidememiş bir kız için arabasının üzerine bırakılan not fazla cesaret gerektiren bir şey yapmasını teklif ediyordu ona.Asla yapmayacağı bir şeyi yapıp notta yazanları yerine getirdiğinde artık bu dünyada yaşamıyor ve yanmış bir ölü onun kimliğiyle hayat buluyordu.Melekler şehrinde yapacağı seçime kadar eğitilmesi gereken Danien, seçimini en başta yapmış olsa da genç adamın vanilya kokusuyla karışık saçları ellerine karıştığında seçimini değiştirecek miydi ?Bu ukala, güçlü ve akıllı adam için baş belası olmaktan ileriye gidebilirse eğer daha ne kadar ileri gidebileceğini tekrar düşünmesi gerekecekti...