Bir sonbahar günüydü.Her yer sararmış yapraklarla doluydu.Aylin için o gün çok kötü bir gündü.Çünkü Aylin o gün terk edilmişti.Her gördüğünde içini kıpır kıpır eden kişi tarafından terk edilmişti.Yalnızlığa hapsedilmiş hissediyordu.Ağlıyordu.Hemde hıçkıra hıçkıra kendini hiç iyi hissetmiyordu.Her bitişin bir başlangıç olduğunu biliyordu,Fakat bu onu teselli etmiyordu.Bir tek dileği vardı.ÖLMEK... Aylin o gün o kadar çok ağlamıştı ki göz pınarları kurumuştu.Çok yorgun ve bitkindi gözlerinin altı morarmıştı,saçları dağılmıştı.Resmen yaşayan bir ölü gibiydi.Daha neden terk edildiğinden bile haberdar değildi.Onu sevmiyor muydu ? Ondan nefret mi ediyordu ? Yoksa başka birini mi seviyordu.Bunları düşünmek Aylin'i bir çıkmaza sürüklüyordu.Fakat bunun bir önemi yoktu.Çünkü o zaten bir çıkmazdaydı.Neden terk edildiğini öğrenmek belki onun üzüntüsünü az da olsa dindirecekti.Bunun tek bir yolu vardı Emre ile buluşmak.Evet sevdiği adamın ismi Emre idi.Onunla yüzleşmeliydi.Emre ayrılmak istediğini söyleyince Aylin o an ki kırgınlığıyla çekip gitmişti.Zaman kaybetmeden Emre'yi aradı ve biraz konuşmak istediğini söyledi.Emre kabul etmişti.Cumartesi günü Beyoğlunda ki Ara kafe'de buluşacaklardı.Aylin bir an önce merakını gidermek istiyordu.All Rights Reserved