"Yiğit..."
Kafamı yerden kaldırdım. Nemlenmiş gözlerimi, karşımda duran narin Fidan'a diktim.
"Efendim?" dedim hıçkırıklarımın arasından.
"Seni çok seviyorum."
Hiçbir şey söylemedim, söyleyemedim. Gerçekten mi? Gerçekten seviyor muydun beni?
"Hem de ilk gördüğüm andan itibaren..." diye sürdürdü sözlerini, adeta aklımı okumuşçasına.
Ona bakıyordum. Ona sadece bakıyordum, dahası yoktu. Tek kelime çıkmadı ağzımdan, bir sözcük bile dökülmedi dudaklarımdan. Sessizlikle birlikte yüzüne baktım. En sonunda kelimeler dilimin ucuna geldi, sanki ilk kez konuşan bir çocuk gibi kekeledim: "B-ende.... Bende seni se-viyorum."