6 parts Ongoing "Bu kitap gerçek hayat hikayesinden esinlenerek, hayatın derinliklerinden ilham alınarak şekillendirilmiştir. Karakterler, zaman ve mekân, hikâyenin özgün akışına uyacak şekilde yeniden kurgulanmıştır."
- 18 yaşında, sevdiği adam askerdeyken ailesinin kendisini istemeye geleceği gün hayatını altüst eden bir iftiraya uğrayan Ceylan Akçay, memleketi Karadeniz'den sürgün edilir. Geride bıraktığı her şeyin ağırlığıyla, ne geçmişini ne de kaybettiklerini unutabilir.
Berk, Ceylan'ın kovulmasının ardından döndüğünde, terk edildiğini sandı. 10 yıl boyunca, yalanların içinde bir başına kaldı, ne doğruyu öğrenebildi ne de kendini affedebildi.
10 yıl sonra, acılar ve kayıplarla dolu bir hayatın ardından Ceylan, Karadeniz'e geri dönmek zorunda kalır. Ancak geri dönüşü, sadece geçmişin izlerini değil, eski sevdaların yeniden canlanmasını da beraberinde getirir.
Berk Teber, yıllar sonra kavuşmanın sevinciyle dolsa da, geçmişin gölgeleri ve geleceğin getireceği felaketler onları beklemedikleri bir şekilde bulur. Berk ve Ceylan, kavuştuklarını sandıkları anda, hayat onlara acımasız gerçekleri ve sınavları göstermeye başlar.
Hırçın bir dalga Karadeniz'in koynundan kopup kıyıya vurduğunda, Ceylan'ın dudaklarından dökülen fısıltı denize karıştı: "Yapma..." Sesindeki kırık, gözlerindeki fırtınayla bir olmuştu. Ağlayan yeşillerini, kahvelerde gezdirdi; gözlerinde sığınacak liman arayan bir kadın vardı, on yılın acısını taşıyan bir kadın...
Berk bir adım daha attı. Ayaklarının altında ıslak toprak ezildi, Karadeniz'in keskin tuz kokusu nefeslerine doldu. Gecenin serin rüzgarı saçlarını savururken, kalbinin her atışı Ceylan'a bir adım daha yaklaştırdı. Dudakları aralandı, sesi dalgaların coşkusuyla bütünleşti: "Sen benimsin. Ben senin. Karadeniz şahit olsun, senden vazgeçmem ula!"