Kiberas Adams herkesin gıpta ile baktığı taşradan dönemin popüler ingilteresine gelen tatlı bir hanımefendi. Herkesin bir hikayesi vardı kiberas'ın ise anlatacak birden fazla hikayesi oluşacaktı. Tanrının kutsal evrenini görecek ve bir daha asla aynı kiberas olmayacaktı, üstelik kimse onu dünyanın bir parçası olarak görmezken yokluktan tekrar bir kimliğe bürünmesi şaşılacak bir durum olmayacaktı. "B-ben üzgünüm sanırım yanlış bir yerdeyim." Diyordu kız usulatla ve şaşkınca. "Bakın tanrı atalarımıza verdiği sözü nihayet yerine getiriyor." Dedi mor gözlü adam. Gür bir ses odayı doldurmadan önce alaycı bakışların odağı olmuştu. "Sen! Havva'nın Fani Kızı dünyamıza nasıl geldin." Dedi başında yıldız demetleri bulunan imparator. "E-en son akşam kamp gezisindeydik kendimi b-burda buldum ama siz kimsiniz?" Dedi son cesaret kırıntılarıyla çünkü insan olmadıkları her hallerinden belliydi. "Daha kim olduğumuz konusunda bir fikri yok seni Adi İnsan!" Dedi içlerinden bir kadın. "Oberva! Misafirimize biraz daha nazik davranmanı öneririm" Dedi kendisine soru soran adam "Ama baba! O bir tehtid olabilir." Demeye kalmadan susmuştu. Genç kız kendini en son olması gereken yerde dünyanın içinde bir yerde sıkışmış bu boyutta bulmuştu. Adalet miydi? Bu değildi elbette, olmuştu bir kere gelmişti bu yere ve şimdi ne olucağı kendisinden çok bu varlıklara bağlıydı. Tekrar o gür ses duyuldu "Elf diyarına hoşgeldin havva'nın kızı." Dedi tehlike parıltıları yanan gözlerle. Çok açıktı bu bir uyarıydı şüpheye yer etmeyecek derecede hemde. Herşey başlamaya hazırdı. Konu kurgu ve karakterler şahsıma aittir.
13 parts