Bir gün üç arkadaş; Ada, Aden, Polen bir ormana kamp yapmaya giderler. Gece olduğunda çadırlarına geçerler herkes mışıl mışıl uyurken Ada bir hışırtı duyar. Kızlara der ama kızların umrunda olmaz. Ada ise tekrardan uykuya dalar. Sabah uyandıklarında çadırlarından çıkarlar etrafa bakarlar. Etraf hiç te tanıdık değildir. Sanki kızlar gece uyurken çadırlarının yeri değişti. Yaktıkları ateşin bile koru yoktu yerde. Yanlarındaki eşyalarda gitmiş. Bir tek kaldıkları çadır ve yanlarında getirdikleri küçük çantaları vardı. Telefonları da ortalıkta yoktu. Kızları iyice korku basarken. Bir yandan ise çadırı ve çantaları alıyorlardı. Ormandan küçük bir hışırtı geldi. Kızlardan biri koca bir çığlık attı. O sırada Ada konuştu:
"Ben gece size demiştim bir hışırtı duydum diye ama siz dinlemediniz beni" Ada hem korkarak hemde kızlara kızarak konuşmuştu. Ormana doğru yürüdük. O sırada diğer kızlardan biraz daha geride olan Polen' den bir çığlık koptu. Kızlar korkarak arkalarını döndüler. Bir erkek vardı ama Polen' e bir şey yapmamıştı. Kızların bir nebzede olsa içleri rahatladı, en azından Polen' e bir şey olmadı.
DEVAM EDİCEK......
⚠️Kan, Vahşet, Argo kelimeler bulunmaktadır
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."