"Emma ROOS benim kızıl şeytanım Damarlarındaki o kötü kan tüm vücudunda dolaşıyor hissediyorum küçüğüm... Kızıl saçların ateşin ihtişamını ve yakıcılığını, beyaz tenin karın temizliğini ve kışın soğuğunu temsil ediyor. Ama sıcak ve soğuk yan yana olamaz. Birlikte var olamazlar. Tıpkı Siyah ve Kırmızı gibi ... Bir gün bizi ayıran herkes kızıl saçların arasında kül olucak. Sen Anka kuşu değilsin sen ateşin ta kendisisin. Atalarının intikamını sen alacaksın o aşağılık insan soyu yok olucak. İnsanlar ne kadar zayıf varlıklar. Gördüklerine ve duyduklarına inanırlar. Oysa gözler yanıltır kulak yanlış şeyler duyar. Dünyanın bir ucunda savaşıp insanları katlekederken aynı kişiler değil mi dünyanın diğer ucunda ölen insanlar için adalet isteyen. Onların yaşamlarını sürdürmesi kadar anlamsız bir şey yok onların ulaşabileceği en büyük makam bizim kölemiz olmasıdır. Alıyorum, senin içindeki insan kokusunu. Resmen burnum sızlıyor ciğerlerim yanıyor. Beyaz ten sana hiç yakışmıyor küçüğüm." Miranda Madeleine " Emma , Emma iyi misin?" Değildi. "Emma beni duyuyor musun?" Duymuyordu. Tek düşündüğü şimdi ne yapmalıydı? "Yaşıyorum Yaşıyor musun?" adındaki ilk ~Wattpad kitabı
6 parts