Şu beden bütünlüğün içindeki, kalp denilen et parçasında sıkışıp kalmış ruhumuza ne çok duygu sığdırırız.
Korku, öfke, sevgi, merhamet, acımasızlık gibi...
Kerem için ise her şey çok farklıydı.
Yaşadığı yoğun hisler küçücük yüreğine ağır gelince,
her bir duyguyu farklı kişiliklere bölüştürdü.
Lakin kabul etmedi hiçbirini, ta ki ortaya çıkana kadar gerçek benliği.
*************
-Diyelim Can diye biri var. Onu da tanımam gerekmez mi?
- Can senin korkuların ile savaşan bir kişilik.
Korkularının varlığından rahatsız olduğun için, onu
yok sayıyorsun. Beni ise görüyorsun çünkü, birileri seni bir şey için suçladığında "Ben değildim. O yaptı" Demek için bana ihtiyacın var
Kabul etmesin de içten içe güvende hissettiriyorum.
Çünkü ben öfkenin sahibi, bu bedenin koruyucusuyum.
************
-Neden bana yardım ediyorsun?
- Bilmem sanırım biraz fazla merhametliyim.
-Etme...
-Ne
-Bana merhamet etme, ben senin merhametine karşılık verecek hiçbir duyguya sahip değilim.
KAPAK TASARIM İÇİN @1scintilla TEŞEKKÜR EDERİM
NOT: KİTAP KARDEŞ DÜŞMANLIĞINI ANLATMAMAKTADIR
Masada bakışmalar oluyordu, birinin söze girmesi için herkes birine kaş göz yapıyordu. Sevda, Şirin'le ilgileniyordu, o yüzden fark etmiyordu ki zaten hiçbir zaman da onların işine karışmazdı.
"Sevda" dedi halası.
"Efendim hala."
"Kızım şey" deyince bunu nasıl söyleyeceğini düşündü. "Sana görücü gelecek" dedi. Sevda bunun da diğerleri gibi olacağını sanıyordu ama işin rengi değişikti.
"Hı"dedi Şirin'in ağzını silerken.
" Gökmen Bey için "deyince Sevda durdu. Başını ağır ağır halasına döndürdü.
" Ama o zaten evli "derken itiraz edeceği bir durumda olduğunu sanıyordu ama bilmiyordu ki büyükler karar vermişti.
" Öyle, öyle de biliyorsun Gökmen Bey çok zengin. Üç çocuğu var sadece. "
Üç çocuğu, bir eşi var sadece!
" Ben - "dedi korkarak. Ona fikrini sormuyorlardı, ona sadece olacağı söylüyorlardı ve sanki itiraz etmeye hakkı varmış gibi bir de bunu söylemeye çekiniyorlardı. Amcalarına baktı ve gördü ki herkesin aklına yatmış.