"Bir adam gölde boğuluyormuş, tanrıya yalvarmaya başlamış, fakat tanrıdan kahkaha sesi gelmiş adam sormuş niye gülüyorsun tanrı yanıtlamış 'sende benim söylediklerimi suya atmıştın' Kendi anlattığı fıkraya gülerken, arabasının tekeri yolda bir çukura takıldı ve hemen çukuru açan adama döndü "Hey neden bunu yapıyorsun, tamam ben kurtuldum ama başka biri burada kaza yapabilirdi. Lütfen kapat bu çukuru." "Tabii hanımefendi, bundan sonra benimle ilgili şikayetiniz olmayacak." "Güzel, teşekkürler" Gülümseyerek yoluna devam etti, zaten evine gelmişti. Arabasını park etti ve eve çıktı. Bugün kocası yeni bir işe başlayacaktı, bunun mutluluğu ile ona bir ses kaydı atmaya başladı "Selam, sadece sana bir mesaj bırakmak istedim. Seninle gurur duyuyorum. Eminim ki hayatında ne olursa olsun doğru olanı yapacaksın. Ne kadar engel çıkarsa çıksın... yüzün kararmayacak. muuaaah." sözlerini bitirirmesiyle telefonun çalması bir oldu. Hemen yanıtladı aramayı "Alo" "Alo Ayşe sana kötü ve daha kötü bir haberim var. Birincisi artık saat sekizden dörde kadar beni göremeyeceksin, daha kötüsü ise saat sekizden dörde kadar seni göremeyeceğim. işe alındım Ayşe, şimdi git ve bu dileği günlüğüne yaz. Artık özgürüm!" "Demir sana söylemem gereken bir şey var." "Söyle." "Hayır önce eve gel." Evin içerisindeki balonlardan birinin patlamasıyla arkasına döndü ve adamı gördü "Hey nasıl girdin içeri!" "Ayşe noluyor?" telefondan yükselen sesi dikkate almadan adama doğru ilerledi. Karşısındaki adam hızlı bir hareketle çantasından çıkardığı tornavidanın arkasıyla kıza vurmaya başlamıştı. "BAK SENIN DERDIN BENIMLE BIRAK ONU" adam, Ayşe'ye yaklaşmaya başladığında ağlayarak "lütfen, lütfen öldürme beni" Adamın kızı kendine çevirip boynundaki kolyeyi almasıyla, kızı camdan aşağı atmıştı. O artık ölüydü.