Meari sevdiği adamın elinde can vermek üzereyken hikayesini anlatmaya başlar. Gözünün önünden tanıştıkları günden bu yana yaşadıkları bir bir geçer. Bir psikopatı mı sevmiştir Meari? Aşk gözünü bu kadar mı kör etmiştir? Meari'nin hafızasında çıktığı bu yolculuğa hep beraber çıkmaya ne dersiniz? Bu hastalıklı aşka anbean şahit oldukça kendinizi ve karşınızdakini tam tanımadan aşka adım atmamaya yemin edeceksiniz... ... Sabrının tükenmişliğini birbirine vurduğu ellerinden anlayınca hiç beklemediği bir anda "Seni tanımıyorum." dedim. Hiç ama hiç beklemiyordu böyle bir şeyi. Fakat çabuk toparladı kendini. Şaşkınlığını gizlemeye çalışarak "Ben de seni tanımıyorum Meari." dedi. Burnumun direğini sızlattı "Meari" deyişi. Söylediğim cümle o kadar mı acımasızdı ki, aynı cümleyle- kendi cümlemle- vuruyordu beni. "Haksızlık ediyorsun." dedim. "Sen mi beni tanımıyorsun?" Dudağına oturuveren keder denen şey yüzünden benim de canımı acıtmak istiyordu sanki. "Kimse kimseyi tanıyamaz Meari." dedi. "Hayır!" dedim, "Hayır! İnsan sevdiğini tanımaz mı? İnsan sevdiğini tanımalı. Kimseyi tanıyamıyorsa bile insan sevdiğini tanımalı. O zaman bir yabancıdan ne farkımız var?" "Doğru." dedi. "Biz iki yabancıyız. Birbirini seven iki yabancı. Kendimi hiçbir zaman sana yakın hissetmedim. Seni sevdim, seni özledim ama hiçbir zaman..." Titreyen ellerimle ağzını kapadım. Neler söylüyordu? Ne demek istiyordu? Yalvarır gibi baktım. Şaka yaptığını söylesin ister gibi baktım. Gözleri hüzünle açılıp kapanırken anlamıştım artık; gerçeği söylüyordu. İçinde ne varsa, nasıl düşünüyorsa onu diyordu bana. Biz hiçbir zaman yakın olmamış mıydık onunla? Biz hiçbir zaman... Halbuki ben neler duymayı bekliyordum ondan. Neyin teminatını almaya gelmiştim ondan; neyin garantisini vermeye gelmiştim ona?...All Rights Reserved