Yalanlarla yoğrulmuş bir zihin..
Hayatını başkalarına adamış bir ruh..
Ve onların hikâyesini başlatan bir evlilik.
Farklı dünyalarda yetişmiş iki insan, aynı çatının altında hangi duygulara tutunabilir?
Önyargılarla başlayan bu yolculuk, aşka mı çıkardı, yoksa büyük bir yanılgıya mı?
Bir bebeğin kurtarılamayan solukları, nefreti aşka dönüştürebilir mi?
Peki ya iki farklı ruh, birbirine uyum sağlamaya çalışırken kendi varlıklarını kaybederse?
Ama oyun sandıklarından daha büyük, kayıplar tahmin ettiklerinden daha ağırdı.
Gerçekler ortaya çıktığında, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Ve şimdi karar zamanı...
Bak, bu son perde...
Oyun çoktan bitti. Gerçeklerle yüzleşme vakti.
Maskeler düştüğünde,
Aşk küllerinden yeniden doğabilir mi?
Yoksa bu, kaçınılmaz bir yıkımın habercisi miydi?
Not 🔖: !Elemkârâne isimli çıkarılmış ilk kitaptır.!
Yayınlanma Tarihi: 29.07.22
- Nazif emminin dediği yere trenlen üç güne anca varılıyomuş biliyon mu? Dünyanın bi ucu diyo emim. Ondanmış gidenin kolay beri gelmediği. İnsan onca yolu gelem diye getmez Gülfidan.
- Gideceği devlet benden o kadar uzak mıymış yani? Demek nasıl olsa araya yolları koyacam diye kıydı nikahı. Sümbül abaya kalsa hiç evlenesi yoktu öyle ya.
- Sen gene de kara bağlama bacım. Belkim Ömer öbürleri gibi etmez, gelir. Baksana hanidir yaban elde emme kaç defa geldi ata ocağına.
- Olsun aba. İçim burkuldu benim bi kere. Babama saygımdan he dedim, nikahına girmeyi kabul ettim emme, böyle olacağına aklım varmazdı heç. Baksan ya daha hatunu olmadan dul karılar gibi kaldım güvey evinde...