Ben, bilinmezliğe doğru açılan kapının anahtarıyım.
Ben, çözülmesi gereken denklemlerin çok bilinmeyenlisiyim.
Ben, çabalayarak yaşayıp ne uğurda çabaladığını çabası esnasında kaybedenim.
Ben, sizden biriyim, belki de değilim.
Ben, normal olmaya çalışırken normallik kavramını değiştirenim, belki de yitirenim.
Ben ortama uyum sağlamaya çalışırken ortamı kendi ekseninde döndürenim,belki de yok edenim.
Ben sizden biriyim, belki de değilim.
Ben, yaşamak için savaş vermek yerine yaşatmak uğruna can verenim.
Ben, beni kabul etmeyenlere rağmen kendi varlığını sürdürmeye devam edenim.
Ben, kendi açımdan bana zor gelen zorluklara boyun eğmeyerek kucak açanım.
Ben sizden biriyim, belki de değilim.
Ben, olmak ya da olmamak arasında sıkışan ruhların en yaralısıyım belki.
Ben, yaralanan ruhların ise gurur duyduğuyum.
Ben, sizden biri olmak isterken benliğini kaybedenim.
O yüzden belki de ben sizden biri değilim. Belki de siz benden değilsiniz...
Sevmediğiniz yüzünü dahi görmediğiniz bir adamla evlenmek nedir bilir misiniz?
"Abi yapma kurbanın oluyum!"
Ağlayan gözlere abime baktım, baba yarıma en değerlime.
"Ben diyeceğimi dedim, iste yada isteme Azad'la evleneceksin Evin."
...
Mutfağa girip elerimi tezgaha yasladım. Arkamda hissettiğim kara gölge ile kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Uzun boylu, kumral özenle şekillenmiş saçları, yeşil ormanı andıran gözleri ile karşımda duran adama baktım.
"Ne işin var senin burda?"
Elerini cebine koyup rahat bir ifadeyle parmak uçlarında yükseldi.
"Müstakbel karnımı görmek istemiş olamamı?"
Sinirle burnumdan soludum.
"Ben senin o tanıdığın kızlara benzemem bir tane çarparım ağzının üstüne!"
Yeşil hanelerini kısarak baktı yüzüme.
"Bu sözlerini sana yerdireceğim zamanı iple çekiyorum Ceylan gözlü."
Sonda kullandığı hitapla dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kayınca vücudum gerilmişti...
(İmdadım kitabımı okuduktan sonra bu kitabıma okumanızı tavsiye ediyorum kafanızın karışmaması için.)
Evin ve Azad
(kurgu; yetişkin içerik bulundurur.)