Askıda
16+
"Umuda sarılmak bu kadar zor muydu?"
"Umudum senken sarılmak çok zordu."
~
Ruhlar da yaralanır. Bedenlerin aldığı hasarın yüzlerce katı hasarı taşırlar üzerinde. Yaralandıkça kararırlar, karardıkça körelirler, körerdikçe çürürler, çürüdükçe...
Ölürler.
Benim ruhum doğduğu andan itibaren hasar aldı etrafımdan, yaralandı, kabuk tutmayan yaralarla kanadı durdu.
Kanamam silik izler taşırdı. Görünmezliğime karışan ilgisizliğe adapte olmak için bu özelliğe sonradan kavuştu kannımca.
Ruhum kanadı, yaralandı, karardı, köreldi, çürüdü ve öldü. Onu içimde bir köşeye gömdüm. Toprak kokusuyla ağladım başında. Göz yaşlarım içimde, kurumuş otlarla kaplanmış yollarda aktı gitti. Çok uzakta değil, hemen dibimizde kazdığım bir başka boş mezarı doldurdu yaşlarım.
Oraya umudumun son belirtisini, gönlümün en nadide parçasını gömeceğimi hissedercesine mezarı güzelleştirdi.
Kendimden vazgeçtiğim sıralarda o mezara bir ceset yerleştirdim. Yokluğuyla yüzleştiğim kadına bağlanmış bütün iplerimi kopardım, mutlu olması için.
Ben Oktay Tarakçı, İdil Maral'ı kendimden kurtardım.
Ben, beni ben olmaya layık bile görmedim.
Yaş Farkı İçerir. Dikkat!
Yetişkin içerik uyarısı.
Not; Kitapta +18 sahneler olacaktır, rahatsız olacakların dikkatine. O bölümlere işaret koyarım.
Tutku ve aşk dolu mahalle klasiği .