"Duyguları olmayan, Boş bakan bir Ruhum." Dedim.
"Sana duyguları olan, hasretli bir Ruhum." Dedi. "Gözlerinde duyguları olan bir ruh olabilmeni isterim."
Bir adım yaklaştı, bir nefes sustu. Gözleri özlemle parladığında yüzünde her zamanki meftuniyeti vardı. "Çok şey isterim evet, bir tek senden isterim."
Gözlerime bir adım daha yaklaşınca, ona koşmaya hazır hisettim. Ona hep koşardım, peşinden de koşardım ancak hiç gözlerine koşamadım. Şimdi o, gözlerime adım atıyor, yapamadığımı yaparak boş gözlerimi doldurmayı amaçlıyordu.
"Mesela," gülümsedi keskin gözleriyle gözlerimin içine. Sağ eliyle dirseğimden başlayarak, yavaşça avucuma doğru yol aldı. Heyecan kaburgalarıma vuruyorken onun kalın parmakları tenimde dolaşıyordu. "Elimi tutmanı," dediğinde elimiz birleşmişti. "Gözlerimden ayrılmamanı," yüzünü yaklaştırdı. "Gülüşünden sakındırmamanı istiyorum." Gözlerini kapatıp dudağımın kenarını öptü.
Bir soluk öpmesine rağmen uzun bir süre nefessiz kaldım. Biraz çekildi, tekrar gözlerime baktı. "Saçlarımla oynamanı," diyerek anlını anlıma yasladı. "Benimle öğrenmeni, bana sarılmanı, sadece beni kucaklamanı ve," kulağıma yaklaştı. "Bana sığınıp, beni öpmeni istiyorum." Diye fısıldadı kulağıma. Fısıldamasına rağmen kulak zarlarım zonkluyordu, hislerle boğuluyordum. "Daha çok şey var ve bunlar istemekle kalmıyor Farya." Kafasını çekip gözlerime yaklaştırdı. "Çünkü Bir şey istersem, senin de istemene sebep olurum."
Hafif tebessüm ettiğimde sanki gülüşüme sarhoş olmuş gibi güldü. Gözleri dudaklarımda bir süre oyalandı gülüşünden kalan gülümsemeyle. Ardından bir eli belime yerleşirken gözlerime baktı tekrar şafak gözlerindeki keskinlikle.
"Bilirsin Farya." Dedi kendinden emin. "Bizi istiyorsam neler olur, neler yaparım neler.."
İnsanlar üçe ayrılır; Yaşayanlar, Yaşamayanlar. Yaşayamayanlar...
Yaşayanlar: hâlâ dünyadaki hayatına devam edenler.
Yaşamayanlar: öldükten sonra ikinci bir şansı hak edip bu büyülü evrene gelenler.
Yaşayamayanlar: öldükten sonra ikinci şansı hak eden ancak büyü gücü ve dövmesi oluşmayanlar.
🖤
Başlangıç ve bitiş. Bebek arabasıyla gezdiğim yolları, şimdi tekerlekli sandalyeyle geri dönüyorum.
🖤
En büyük gayesi babasının öğrettiği gibi
adaletli bir avukat olmak isteyen Yargı Yargıcı kendini ölümcül bir hastalığın pençesinde bulur.
Öldükten sonra gözlerini başka bir evrende açan Yargı, hastalıklar içinde yüzerken, çektiği acılar bir anda kesildiği için yeteri kadar tepki veremez. Ta ki karşısında ömür boyu kendisini bekleyen ruh eşini görene kadar.
Yaşamayanlar evreni tüm hızında akmaya devam ederken, Yargı olaylara adapte olmaya çalışacak. Öğrendiği en önemli bilgi ise burada insanların tıpkı bir satranç tahtası gibi altıya bölündükleri olacak. Yargı grubunu bulmak için bedeninde belirecek olan dövmeyi beklemek zorunda. Piyon da olabilir, şah da. Ya da hiçbir grubun dövmesi oluşmaz ve kendini bir anda Yaşayamayanlar'ın arasında bulur. Hiçbir büyü gücüne sahip olmayan ve dışlanmışların arasında...