Hep bir hayalim olsun isterdim. Kim istemez ki? Her şeyin olacağını sanırdık küçükken nasıl büyüdüğümüzü fark etmeden. Kuralları bilmezdik çünkü hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Mutluyduk, ağlıyorduk ve hiçbir zaman duygusuz kalmadık. Büyüdük zamanla eskiyi özleye özleye... Ah! Şu zaman yok mu nasıl da geçiyor su gibi. Bir mutsuzluk kapsıyor etrafını, mutluyken bile mutsuzluğu tadıyorsun. Her şeye öfkelisin neredeyse. Sinirli, asabi, gıcık ve sivilceli birisin. Evet evet sen ergensin. Gelişme çağına ayak uydurmaya çalışan, duygu patlamalarıyla etrafındakilerin aklını karıştıran serseri. O sensin. Ergenliği güç bela atlatıyorsun. Ya üniversite ne olacak veya askerlik veyahut iş hayatı? Belki okumazsın askere gidersin sonra atılırsın iş hayatına. Düşersin ekmek parası derdine. Lisede arkadaşlarından istediğin o 50 krş var ya o bile kıymete biner senin için. Ne kadar trajikomik bir hayatımız oluyor. Hayalimizin tam tersi resmen. Hanginiz böyle bir monoton bir hayat istedi ki? Hanginiz mutlu olacağını ve hiçbir şeyden etkilenmeyeceğini sanmadı ki? İşte hayat bu anlayıp anlamadığımız bir şey. Ya uçuruma düşersin, hayatın kararır ya da uçurumdan kurtulur, belki mutlu olursun. Evlendin diyelim çoluk çocuğa karıştın. Mutlu gibisin ama değilsin çünkü masrafın var. 10 krş bile olsa onu değerlendirecek gibisin. Borç yatağına uzanmak istersin rahatlamak sanarsın bunu halbuki daha da batarsın. İlk işinden olursun sonra eşini ve çocuklarını kaybedersin. Bakarsın dört duvardan at gözlüğü ile. "Ne yaptım ben? Böyle olmamalıydı." diye yakınmaya başlarsın, kafayı sıyırır hastaneye kaldırılırsın. Yaşlanıverirsin aniden zaman ya su gibi akıp gidiyor. Ziyaretine gelen olmaz çünkü ailen yok ki. Sen varsın sadece senin ailen sadece sensin bu hayatta. Son nefes zamanı geldi, Azrail karşında duruyor. Teşekkür et sevdiklerine; onları kaybettiğine ve onları yalnız bıraktığına değecek bir hayat yaşadın. Onsuz yaşayamam dediğin insan yanında değilken ölüyorsun. Ölüyorsun bre Müslüman.