Her şey yerli yerinde, hiçbir sorun yoktur. Bir şarkı gibidir gün; aynı tonda başlar, olması gerektiği gibi devam eder, nakarat güne biraz heyecan katar, sonra yine bilinen sözler ve sonunda şarkı hızını kaybeder, sesler yavaşça çekilir. Ama o gün farklıydı. Şarkı aynı tonda başladı ama gerektiği gibi devam etmedi. Şarkıya başka, kulak tırmalayıcı sesler dahil oldu. Nakarat artık başka boyutta heyecanlar tattırıyordu. Sözler derin anlamlar kazıyordu hayatın duvarlarına. Ama hiçbir şey söylendiği gibi açık değildi. Korku etkisini karanlık bir gölge gibi bırakıyordu gerçeklerin üstüne. Tüm bu yoğunluk, karışıklık ve karanlık çok fazlaydı. Belki de fazla olan onun ta kendisiydi...
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."