" Olmaz anlıyor musun, işinde bu kadar iyiyken, bu kadar güzel kalpliyken, bu kadar hayatı seviyorken benimle hayatını mahvedemezsin olmayan şey bu" dedi gözlerinden yaşlar akarken.
O hâlini görmek ve o çaresiz sesini duymak çok kötüydü, bu şekilde konuşmasına dayanamayıp bende bağırmaya başladım.
"Sen benim yerime nasıl karar veriyorsun Cihan. Ya ben sana seni sevdiğimi söylüyorüm siktiğimin gözlerinin görmemesi kimin umurunda boşversene her şeyi seni istiyorum ben sadece ya bunu anlamak bu kadar mı zor?"
Artık ikimizde ağlıyorduk iki adımda yanıma ulaşıp, koca elleriyle yanaklarımı kavrayıp gözyaşlarımı sildi ve alnını alnıma yasladı. Nefes alışverişlerim dirket hızlanırken fısıltıyla söylediği şeylere dikkat kesildim.
"Bir gün pişman olursan, şimdiden sana bu kadar bağlanmışken ileride gidersen benden gitmesen bile sıkıldığını hissedersem ölürüm Özge ölürüm."
Bende onun gözyaşlarını silip "Her zaman başının belası olmaya devam edeceğim" dedikten sonra dudaklarına yapışmamla ikimiz de ruh halimizden çıkıp başka bir duyguya bürünmeye başlamıştık. Şehvet.