Bir başına buyrukluktur İstanbul. Gidenin hasretidir, kalanın duası. Kırk yıl hatır için içilen kahvelerin, kokularının sardığı sokaklardır. Vazgeçiştir, direniştir. Ne olursa olsun, yaşayışların şehridir İstanbul.
"Bir gün sana karşı kazanacağım. Bir gün gelecek, bu şehir adımı söyleyecek. Senin kulaklarına ulaşana kadar en köhne binalara, gecekondulara, nezih semtlere yayılacak. Bir gün de diğer tüm şehirlere. O zamana kadar bir garip savaşımsın İstanbul."
🎼
Kısa süre içerisinde yeteneğini usta bir şekilde yönlendiren genç, Sol Anahtar lakabıyla tüm müzik çevresini, sosyal medyayı, kanalları altüst eder.
Yıllardır koşuşturup durduğu, çabaladığı hayalleriyle yaşayan genç kıza bir gün beklenmedik bir teklif gelir: İki yıla yakındır kitlesini büyüten, tek bir ipucu bile bırakmayarak kendini gizleyen Sol Anahtar iş birliği yapmak istemektedir.
"Ben bu şehirle hiçbir zaman savaşmadım. Hep huyunu suyunu bildim. Derdim İstanbul değil, derdim insanları. Ve ne yazık ki insanlarla, bir türlü anlaşamadığım insanlarla, hiçbir zaman aram güzel olmadı."
06.12.21
|elaninrengi
Not: Güncel kitaptır, bölümler düzenli olmasa dahi gelmektedir.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."