''Aile olmayı başarmak kolay olmadı.'' dedi Jiyong. Arka bahçelerine açılan kapı, evlerinin salonunda kızlarıyla oynayan eşini görmesine imkan tanıyordu.
''Yine de ondan vazgeçmemişsin, bu daha önemli değil mi?'' diye sordu yirmilerinin henüz başlarında yer alan çocuk. Jiyong ince ve zarif parmaklarının arasında tuttuğu sigarayı yakıp, derin bir nefes aldı.
Dudakları geçmişten gelen anının zihnine misafir oluşu sayesinde huzur dolu bir mutlulukla kıvrılırken ''Nasıl vazgeçerim?'' diye sordu Jiyong.
''Youngbae ile o gece, o yağmurda ıslanmışken, ben nasıl vazgeçerim?''
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.