BERGAMOT MAHALLESİ
  • مقروء 19,178
  • صوت 890
  • أجزاء 13
  • مقروء 19,178
  • صوت 890
  • أجزاء 13
مستمرة، تم نشرها في أغسـ ١٨, ٢٠٢٢
Duvara sırtını vermiş kollarını önünde bağlamış bana bakıyordu birkaç adım attım.

"Şimdi" diyerek bir adım daha attım aramızda bir adımlık mesafe kalınca durdum.

Yaslandığı duvardan ayrılarak dikleşti, heybetliydi. Kafamı kaldırınca bile yüzüne çok yaklaşamamıştım.

"Sana böyle yaklaşsam" diyerek aramızda ki mesafeyi kapattım ve parmak uçlarımda yükseldim o da beni belimden tutarak iyice kendine yaklaştırdı burnum burnuna değerken fısıltıya dönük bir sesle konuştum.

"Ne yaparsın?" 

O an gözlerinin içinde bir ışık geçtiğine yemin edebilirdim. Işığın ardından zaten koyu renk olan gözleri dahada karardı, yavaşça yutkunduğunu duydum gözleri dudaklarıma kaydı ardından tekrar gözlerime çıktı.

"Öperim" erkeksi sesiyle söylediği bu kelime dudaklarımızı birbirine kavuşturmadan önce aramızda geçen son konuşmaydı.





•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••


Keyifli okumalarr dilerim :)



Hikaye tamamıyla bana aittir.
Herhangi bir (ç)alma durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
جميع الحقوق محفوظة
قم بالتسجيل كي تُضيف BERGAMOT MAHALLESİ إلى مكتبتك وتتلقى التحديثات
أو
#160mahallekurgusu
إرشادات المحتوى
قد تعجبك أيضاً
GECENİN İZİ بقلم hisssizyazar
44 جزء undefined أجزاء مستمرة
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....